Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '07

 
Kategori
ÖSYS
 

Üniversite tercihi yaparken...

Üniversite tercihi yaparken...
 

Malum, geçtiğimiz günlerde üniversite sınavı sonuçları açıklandı. Eğitim sistemimizin tüm çarpıklığının en belirgin nişanesi olan bu sınavda, yüz binlerce ülke insanının geleceği, birkaç yüz dakika içinde belirlenmeye çalışıldı.

Gazete ve televizyonlarda, haber sitelerinde, yine o bildik haberler boy boy yer aldı. Birinciler, sıfırcılar, aile dramları, uzman açıklamaları ve alışık olduğumuz o bilindik kareler. Batı cephesinde değişen hiç ama hiçbir şey yok baylar ve bayanlar.

Bundan sonraki aşama; alınan puanlara, varsa hedeflere, ideallere, anne ve babaların hayatta olmayı isteyip de olamadıkları ya da konu-komşunun, eş-dost-akrabanın kızına-oğluna nispet etmek gayesiyle yaptıkları yönlendirmelere, sistemin çarpıklığının yarattığı ara kurumlar olan dersanelerdeki, çoğunluğu reklam amaçlı olan rehberlik hizmeti altındaki güdülemelere göre üniversite tercihlerinin yapılması aşaması. Allah kolaylık versin, denecek başka şey yok.

Bu tercihleri yaparken alınan puanın karşılığını görecek, açıkta bırakmayacak, asgari bireysel talep ve beklentileri karşılaması muhtemel olan okulların seçilmesi mutlaka ki işin doğasında var. Benimse bu yazımda dikkatleri çekmek istediğim dört konu:

Birincisi okul kazanmış olmak için, üniversite olsun da varsın dört duvar olsun mantığıyla hareket edilmesinin son derce hatalı olacağı. Lütfen iki ya da dört senenizi üniversite okumuş olmak için okuyup, çöpe atmayınız. Bu yılları, farklı şekillerde kanalize olarak çok daha verimli çabalarla değerlendirebilirsiniz. Üniversite çok şeydir ama her şey değildir.

Severek yapabileceğiniz, severek başarabileceğiniz, size paranın dışında da çok fazla şeyler kazandırabilecek iş alanlarına yönelmelisiniz. Biliyorum bunları yapmak, ülkemizin malum şartlarında, adeta kronik bir kanser hücresi gibi iliklerimize işleyen istihdam sorunu çerçevesinde çok kolay değil. Ama değerli olan ne vardır ki hayatta, kolay kazanılabilmiş olsun? Hep dediğim gibi, soluduğumuz havadan başka. Bir de mirasyedi değilseniz tabi.

Dünya ticaretinin kurallarını eskiden devletler koyardı. Belki şu anda da böyle görünüyor yasalar ve anlaşmalar çerçevesinde ama artık oyunun kaideleri çok uluslu şirketlerce, hatta ve hatta piyasalara ve iş dünyasına yön veren bireylerce kompoze ediliyor. Tercihler yapılırken de üniversite yerleştirme aşamasında, “Google”ı kuranların, bir araç garajında çalışan iki tane yirmili yaşlardaki genç olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor sanırım.

Son olarak belirtmek isterim ki geçtiğimiz günlerde katıldığım bir organizasyonda, ülkemizin elektronik devi Vestel A.Ş.’nin İcra Kurulu Üyelerinden biri olan Turan Erdoğan Bey’i dinledim. Turan Erdoğan diyordu ki; çalıştırmak, kadromuza katmak için Türkiye’de yazılım mühendisi bulamıyoruz. Tercih yapacaklara duyurulur efendim. Varsa bu konuya ilginiz, puanlarınız tutacak seviyede ise değerlendirebilirsiniz. Şartlar böyle devam ettikçe, daha mezun olmadan çalışmaya başlamanız işten bile olmayacaktır.

Mühendislik derken teknikerlik konusunda da şunları söyleyebilirim. Birçok sanayi firmasında çeşitli alanlardaki mühendis sayısında enflasyon yaşanırken, insan kaynakları departmanları, işletmelerin ihtiyaçları olan teknikerleri bulamamaktadırlar. Puanlarınız yetmiyor ise mühendis olacağız diye çırpınmaktansa kendisini iyi yetiştirmiş ve sürekli gelişime açık bir teknikerin, hele bir de yabancı dil biliyorsa aç kalması gibi bir durumun sözkonusu olmayacağını bilerek hareket etmelisiniz.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..