Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

CHP ve ötekiler

Son cumhurbaşkanlığı seçim süreci, CHP ile diğer tüm partilerin ve sivil toplum örgütleri olarak adlandırılan bazı kurumların tutumlarının açık bir biçimde farklılaştığını gösteren adeta bir turnusol kağıdı işlevi görmüştür. CHP dışındaki kurumların birbirinden farklı gerekçeleri bulunmakla birlikte, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün seçim öncesinde herkesle yakınlık kurma ve herkesi kucaklamaya dönük gösterisinin de, cumhuriyetin laiklik ilkesini ön planda tutma kaygısı taşımayan kesimler üzerinde etkili olduğu görülmektedir.

Bu noktadaki temel soru Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı konusunda CHP’ yi rahatsız eden esasların neden diğer parti ve kurumlarda benzer bir etki oluşturmadığıdır. MHP açısından seçim öncesinde ön plana çıkarılan sert AKP aleyhtarlığının laiklik konusunda düğümlenmediği gerçeği beklenebileceği gibi net olarak ortaya çıkmıştır. MHP’nin beş sene sonra yeniden TBMM’ne girebilmiş olmayı, bir hedefin gerçekleşmesi anlamında başarı olarak algıladığı, ayrıca her zaman kendi potansiyel tabanını da oluşturan ve geleneksel olarak dini referanslar üzerinden iletişim kurulmaya mahkum edilen, yüzü şehre dönük kırsal çevre ile şehirde kırı yaşayan çevreye mesaj gönderme kaygısı taşıdığı anlaşılmaktadır. Nitekim, Türk siyasetinin egemen unsurlarından olan tarikatler ve cemaatler, AKP’nin, halkın “müslüman bir cumhurbaşkanı” seçmesinin engellendiği teması üzerinden yürüttüğü politikasını karşılıklı etkileşim halinde desteklemişlerdir. Tarikatlerin ve cemaatlerin toplum üzerindeki etkisi öylesine etkili olmuştur ki, seçim öncesinde %10’luk seçim barajını aşması beklenen ve merkezin yeni partisi olarak ortaya çıkan Demokrat Parti, seçim öncesinde cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki AKP karşıtı tutumunun bedelini (%5’lerle baraj altında kalarak) bu güçlü toplumsal etki sayesinde ödemiştir.

Diğer taraftan Abdullah Gül’ün sakin ve hırstan uzak görüntü verme çabasından hareketle, “normal” bir cumhurbaşkanı olacağına dönük olarak bildik simalar üzerinden medyada verilmeye çalışılan izlenim, olayın sadece yüzeysel ve magazinel boyutuna ilişkin olup, kamuoyunu yanıltma işlevi görmektedir. Çıplak gerçek ise, cumhurbaşkanlığı makamının günümüzde donandığı yetkiler göz önüne alındığında, 10. cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından AKP iktidarı ile birlikte 7 yıllık cumhurbaşkanlığı deneyimi ile oluşturulan laik devlet öncelikli teamüllerin birer birer yıkılacağıdır. Abdullah Gül’ün aldığı eğitim ve siyasi kültürü dikkate alındığında bunun su götürür yanı bulunmamakta olup, bu açıdan 11. cumhurbaşkanı ile AKP arasında yukarıda belirtilen öncelikte herhangi bir uyumsuzluk beklenmemelidir. Zaman zaman ve çeşitli etkilerle zorunlu olarak laik sisteme uyum sorunları ortaya çıkabilecek olsa da, AKP’nin tabanından gelen ters baskılara çok fazla direnebileceği düşünülmemelidir. Zira, uluslararası etkilere sürekli açık kırılgan ve üretim ilişkileri alt üst durumdaki ülkede bundan başkaca da siyaset yapma olanağı bulunmamaktadır. Bu anlamda başbakanın arada sırada yüksek perdeden halkı azarlayan çıkışlarını da kişisel duygu dalgalanmalarına vermek gerekmektedir.

Sonuç olarak, cumhurbaşkanlığı süzgecinin bulunmadığı mutlak bir AKP iktidarının dillere pelesenk olmuş demokrasi açısından olumlu sonuç doğuracağı beklentisi en hafifinden saf bir iyimserlik gerektirmektedir. Bu nedenle iktidarın icraatlarının izlenmesi ve denetlenmesi görevinin belirli kişilerin ve kurumların sorumluluğunda olduğu rahatlığının terk edilmesi aşikârdır. Tarihsel perspektiften bakıldığında, bu anlamda sorumluluk taşıdığını düşünen toplum kesimleri açısından 22 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşanan siyasi olaylar ve gelişmeler, gelecek nesiller için Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsallaşması ve çağdaş dünyaya doğru evrilebilmesi açısından önemli bir dönüm noktası oluşturmaktadır.

(20.08.2007, Hakan Kildokum, Foça)

 
Toplam blog
: 129
: 1104
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F mezunuyum. Yüksek Lisans diplomalarımı G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü'nd..