Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizim evin halleri... 1

Bizim evin halleri... 1
 

Dün akşam Özlem buradaydı… Hakan… Hülya… Üçüne de sordum ayrı ayrı, kullanayım mı diye gerçek adlarınızı… Üçü de evetledi ayrı ayrı… Amannn, benim dostlarıma da budur işte yakışanı!...

Özlem’i lise yıllarından tanırım da, kankalığımız üniversitede aynı sınıfa denk düşmüşlüğümüzün altıncı ayı falandır… Ama ne kankalık!... Mezun olup da yapmadığım mesleği yapıyor, İngilizce öğretmeni… Hülya oğlumun kankası Burç’un annesi, ki ne tesadüftür o da İngilizce öğretmenidir ama son iki yıldır o artık özel bir dil eğitimi veren şirketin ortaklarından biridir…

Hakan, bizim deyimimizle “fotocu”dur… Tanımamız çok eski değildir ama, bilge kişiliğiyle, ki o iri cüssede insanın inanası gelmiyor, o güzelim mavi gözleri ve kırlaşmış sakallarıyla Don Juan olabilecekken, genleri midir bilmem, bilgeliği seçmiştir ki, bizim evin de devamsızlığı hemen hemen hiç olanlarındandır…

Bizim evde yatak, yorgan fazladır, çünkü kimlerin gelip gideceği, kimlerin gelip yatacağı asla belli değildir…

Uzaklardan geliniyor da zannetmeyin, bu da bize ait bir keyiftir…

Haa, bu kalışlarda herkes her an beraberdir diye de düşünmeyin… Herkes kendi özgürlüğündedir…

Özlem bilgisayarın başına oturur, ki, yatak odamdadır kendi bilgisayarım, Hakan salonda müzik dinler, ki onun da bir anlamda yatak odası orasıdır, oğlum odasında yatıya gelen arkadaşı yoksa msn başındadır, ben Özlem’in gelen mailleri karşısında cık cık ya da kıkırdayışları arasında uyuma çabalarında olabilirim ki, genç kız köpeğimiz Maia da bu arada kendi moduna kim uygunsa ona takılmaktadır…

Tam tersi de olabilir, hepimiz bir arada, sabahlayabiliriz de…

Yani, neyin ne olacağı hiç belli değildir bizim evde!

Bir de özel terimlerimiz vardır ki, bu çok eskilerden süregelir, kız kardeşimle birilerinden duyduklarımızı espri anlamında kullanıp da hala devam ettirdiklerimiz vardır ki, çocuklarımızın hayretler içinde kalışları bile bizi engelleyememiştir!

Kimden duymuştuk, inanın hatırlayamıyorum, ama, çizgi film “çızıklı film” dir bizim espri literatürümüzde.

Hem kız kardeşimin iki kızı, hem benim oğlum, yazık garibanlar yıllarca “çızıklı film” izlediler! Ta ki, arkadaşlarından biri “çizgi film dediğinde, “hayırrrrrr, çizgi değil çızıklı film o diye ısrar edişlerine şahit olana kadar!

“Peçente” yi de ilk kimden duymuştuk, bilmiyorum, ama, o tarihten sonra biz masaya hep peçete yerine peçente getirdik!...

Özlem’in “ahanda” sı da literatürümüzdedir, Hakan’ın “Külkümçüm’ ü de ki, o da artık ”Hakançım” dır bizim için…

Özlem de zaten “Öslem” dir…

Bizim evin halleri devam edecektir…


Gülgün Karaoğlu

Ekim, 07/07

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..