Sabrım taştı. Artık uyanalım

Bir Blog yazarımız ancak ismini vermiyorum , çünkü gerek yok , BOYKOT yapmanın yanlışları üzerine bir yazı yazmış. Onunla aynı fikirde olan başka insanlarda olabileceği için doğrudan ona değil , bu konu ile ilgili aynı fikirde olan tüm blog yazarlarına , neden boykot yapmamız gerektiğini anlatmak istiyorum. Yalnız , anlatırken bu arkadaşın yazısından da alıntılar yapacağım. Çünkü olaylara bakış açısındaki farklı yaklaşımları göstermek zorundayım.

“…Hemen bize zarar veren Ülkeye zarar verelim mantığı ile hareket ediyoruz..” Öncelikle şunu söyleyeyim : Boykot olayı kabaca ve basitçe bir zarar verme olayı değildir. Ekonomik ve psikolojik anlamda o ülkenin , ülke ekonomisini etkileyebilecek ve doğrudan ülke siyasetine yön verebilen , belli başlı firmalarının ekonomik kayıplarını ve daha ötesine giderek tamamen o bölgedeki pazarını kaybetmesi tehlikesini doğuran bir eylemdir. Sözlükte nasıl yazıyor bilmiyorum. Ancak ben olayı bu şekilde değerlendiriyorum. Daha açık olarak anlamayan arkadaşlar için anlatmam gerekirse : Sen “A” Ülkesinin en ileri gelen , ülkede söz sahibi olan , ülke ihracatının bilmem kaçta kaçını yapan bir firmanın ürünlerini almazsan , tüketmezsen ve kullanmazsan bu firma zarar etmeye başladığında ve hatta bu zararı göz ardı edilemeyecek kadar artarsa, doğrudan bu zararın sebebi araştırılır. Ve sebebin, kendi ülkesinin Hükümetinin siyasi bir yaklaşımına bağlı oluşan bir boykot sonucu oluştuğu anlaşıldığında , yapacağı ilk şey Hükümete “bana para kaybettiriyorsun” demek olacaktır. Bunu örneğin o ülkenin en büyük 15 firmasının (ki ihracatın %95 ‘ ini bunlar yapıyor)yaptığını düşünün. Hükümet tabii ki baskılara bağlı olarak siyasal anlamda fikir değiştirdim demeyecektir. Başka bir bahane bulabilir. “Ülke çıkarları” .. Ancak herkes bilir ki ; (Olayları her yönüyle değerlendirebilen herkes) bu “U” dönüş , baskıdan olmuştur. Bu anlattıklarım bir iddea değildir. Bu anlattıklarım bir varsayım değildir. Bu anlattıklarım Dünya tarihini iyi değerlendirebilen herkes için kolayca çıkarılabilecek sonuçlarıdır. Bu boykot olayı dediğim gibi birkaç ürünle kalmayıp o ülkenin barındırdığı hemen hemen tüm ürünler için sözkonusu olduğunda bir düşünün bakalım neler oluyor. Aynı zamanda olayın psikolojik boyutlarıda vardır.Hiç bir Ülke bu anlamda , hiçbir toplumun tamamını karşısına almak istemez. Olayı tek taraflı yapılan mal alış verişi olarak değerlendirmeyin. Boyutlar büyüdüğünde hertürlü ilişki bu kapsama girer.

“… İntikam isteği insanoğlunun genlerinde var…” Tabi olayı intikam olarak basitleştiriseniz öyle görülür. Ancak başlarda ekonomik savaş , ardından gelen psikolojik savaş daha farklı bir şeydir. Ki yukarıda anlatmaya çalıştım.

“ … Milan’a karşı boykot kampanyaları başladı…” Tabi futbol fanatizmi bambaşka bir şey. Yurtdışındaki takımlara transfer olunca futbolcularımız, birde baktık ki o takımların kendi ülkelerindeki maçları da kendi lig maçlarımız gibi izler olduk. Ancak ben , tüm toplumu ilgilendiren bir konudan bahsediyorum, siz belli bir gurubun spor alışkanlıklarından bahsediyorsunuz. Yapılan hareket de ne oranda boykottu onu da bilemiyorum. Milan forması satılmamış , yakılmış… Kaç tane satılıyordu ki ? kaç kişi alıyordu ki ? Kaç kişiyi ilgilendiren bir konuydu ki ? …

“… Coca cola’yı boykot etme kararı alıyoruz…” Devamında da firma ülkemizdeki işyerlerini , fabrikalarını kapatıyormuş ve insanımız işsiz kalıyormuş. Aynı konu ile ilgili olarak Fransa’yı boykotu Carrefour un kapatılmasını örnek vermiş arkadaşımız. Bakın , öncelikle şunu söyleyeyim : Hiçbir firma öyle kolay kolay hiçbir pazardan çekilmez. Çekilmez derken 70-80 milyonluk ve dünyanın beklide en hızlı tüketen böyle bir pazarı bırakması için , ticaretten anlamıyor olması lazım. Ki buna rağmen bu piyasada tutunmak için tabiri caiz ise dokuz takla atıyorlar. Amerika , Avrupa , Çin’den neden korkuyor sanıyorsunuz ? O kadar nüfusun tükettiğini ve bununla da kalmayıp ürettiğini bir düşünün . Sovyetler Birliği'nin neden yıkıldığını sanıyorsunuz . Kimi ellerin ; önceleri Prestorayka , ardından Milliyetcilik duygularını körükleyerek O koca ülkeden 10-15 tane ufak tefek ülke çıkardı sanıyorsunuz? Bazı ismi lazım değil Ülkeler , Afganistan’da gerçekten terörist mi arıyor sanıyorsunuz ? Lütfen bu kadar saf olmayın. Çin gribi birden bire çıkıp , birden bire kaybolan bir virüs müydü gerçekten ? Bunların her birini uzun uzun tartışabiliriz.İsterseniz daha müsait bir ortamda bunları da konuşuruz.. Ancak sizden ricam olup bitenleri daha etraflı değerlendirelim.

“… Boykot istiyorsak bunu siyasilere bırakalım… “ Demiş ki , bu beni hiç anlamadığının asıl göstergelerinden biri. Daha önceki bloglarımı okur ise : şuna benzer şeyler söylemiştim : “Herkes elinden geleni yapmalı . Hükümet kendi konumu gereği ne gerekiyorsa yapmalı , Silahlı Kuvvetler ne gerekiyorsa yapmalı , Sivil Toplum Örgütleri bizlerle ya da bizsiz ne yapabiliyorlarsa yapmalı , biz ise halk olarak legal anlamda elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız.” Işıkları açıp kapama , siyahlar giyme , ya da boykot yada aklınıza daha güzel bir fikir geliyorsa o yapılarak Türk insanının (Bu Topraklarda yaşayan bütün insanları kapsar bu sözüm) sessiz kalmayacağı , bundan sonra uyutulamayacağı dile getirilmeli ve gösterilmeli.

Tabi gözden kaçırmamamız gereken şeyler var. Tabii ki siz bir ülkeye karşı boykot gibi etkili bir silahla mücadeleye girişirseniz , o da size kendine göre bir takım silahlarla saldıracaktır. Tabii ki bizlerde zarar görebiliriz. Ama lütfen kafamızı kaldırıp şöyle bir bakalım etrafa .Zaten yıllardır bu savaşı tek taraflı vermiyor mu bir takım ülkeler , bize karşı ?

Bu topraklarda terör estiren bu insanları kim besliyor sanıyorsunuz ?

Kuzey Irak bombalansa bu iş bitecek mi sanıyorsunuz ? (ki bombalanmasın demiyorum. O karar Hükümet ve Askeri işi .)

Silah ve techizat yardımlarını kim yapıyor sanıyorsunuz ?

Propaganda amaçlı yayınlarını kim yapıyor sanıyorsunuz ?

Ülke ülke dolaşırken çeşit çeşit irtibat büroları ve kamplar ile barınma desteğini kim veriyor sanıyorsunuz ?

…