Okan evde fare var! Bizim evin halleri 8 mi 9 mu ne?

Davetsiz misafirimiz var. / Bizim evin halleri 8 mi, 9 mu ne?

Sabaha karşı saat 3, 30 da uyandım, "napıyım yav acayip SIKIŞTIM. Sersem sersem, tuttum WC`nin yolunu, neyse bu eylemin bundan sonraki kısmını sansürlüyorum.

Tekrar yataga girdim, hanıma sarıldım, tam uyuyacağım...

- Okan fare var.

- Hmmm!?!

- Duydun mu beni ?

- Ne be güzelim, uyuyorum ben.

- Fare dedim fare. Az evvel sen uyuyorken ben mutfağa su içmeye gittiğimde gördüm, minicik siyah bir fare.

- Neeeeeeee! Minik mi? Fare mi? Nerde gördün, sıçan mı? Fındık faresi mi?

- İyi be istersen bir de adresini sorsaydım fareye, hani iadeyi ziyaret amaçlı falan.

- `Lan ben korkarım fareden, git yakala şunu!

Bu arada beni yatakta, dimdik ayakta dikilmiş bir vaziyette düşünebilirsiniz, çünkü tablo aynen öyle. Yani şimdi düşünebiliyor musunuz? 1, 81 boyunda 100 kilo bir adam, küçücük fareden böylesine korksun. Bu fare korkumdan dolayı kendimi hep "Olsun filler de korkuyor fareden" diye teselli etmişimdir. Aslında korku değil, tiksinti diyecegim de, yalan söylemiş olurum diye tiksinti demiyorum. Bal gibi de korku işte. "Olsun filler de korkuyor fareden!!"

Tabii bende ne uyku kaldı, ne de uyumak gibi bir niyet. Bu fare bu evden gidecek! Aksi taktirde ben giderim! Bir ipte iki cambaz oynamaz diye düşünüyordum tam; hanım şu sözleri söylerken...

- Hehehehehe, yuhuhahahaa, kikihkihkih, hahahahah! Yahu (hahahah) sen fareden bu kadar korkuyor muydun? (kihkihkih) Vallahi bilseydim bu gece söylemezdim.

- İyi halt ettin, bir de gülüyor, bunun neresi komik kız, hem evde fare var diyorsun, hem de gülüyorsun. Asabını bozmayın adamın ya.

- Tamam canım bir şaka yapalım dedik, içine ettin ha, fare mare yok! Şakaydı, yat hadi!

- Hadi canım sen de, şakaymış, sen onu benim külahıma anlat, git yakala şunu, mutfağın kapısını kapat, koridorun kapısını, çocuk odasının kapısını, yatak odasının kapısını da kapaaaaaat! (yani kısaca bütün kapıları kapatta diyebilirdim; neyse bu kadar yazdım silmeyeceğim simdi) Şimdi git yakala o fareyi, valla ben bu evde bir dakika duramam fare varken. Ya Yeter `napcaz şimdi biz bu fareyi? İstersen evi değiştirelim, taşınalım ne dersin? Zaten sevmediydim ben bu evi.

- Saçmalama! Bir sıçan yüzünden evden mi çıkacağız, daha da neler canım?

- İyi tamam be öfff! Nerden girdi ki bu şimdi eve?

- Fare bu, her yerden girer onlar. Ya ben daha önce bunların tuvaletten bile gelebileceklerini duymuştum.

- Yahu senin söylediklerini kulağın duyuyor mu? Yani ben şimdi tam tuvalette otururken, aman Allahım... Namus elden gider valla.

- Ya gecenin bu saatinde hiç birşey yapamayız, ben bütün kapıları kapatayım, yarın icabına bakarsın.

- KİİİİİİM ??? Ben mi bakacagim onun icabına, yok valla ben fare mare yakalayamam!

- Ya kedi değiliz ki, fare yakalayalım ...

- Buldum buldum! Hay aklınla bin yaşa emi, hemen yarın kedi alıyorum. Tamam yırttık bu fare meselesini. Kedi yakalar onu.

- İyi be öbür günde köpek alalım, o da kediyi yakalasın, köpek içinde bir aslan düşünürüz artık. Bu ne bee? Herif ufacık bir fare yüzünden, hayvanat bahçesine çevirecek evi... Yok evden taşınacakmış... Çatlak!!!

Yine başladı evde olmayan üçüncüyle konuşmaya. Felaket geliyorum diyor!

- Hem minicik bir şey, ben gördüm, korkmana gerek yok! Öyle büyüklerinden, kulak kemiren cinslerden degil bu.

- Yeter SUSSSSS!!! Kulak- mulak kemirenlerden değilmiş.

- Tamam tamam, hadi yat, sakin ol!

- Tamam sakin olucam olmasına da, olamıyorum bir türlü, o çirkin şey bu evde olduğu sürece bana huzur yok.

- Tamam yarın annemı çağıralım, o yanında fak getirir, yakalarız onu.

- Ya baksana, şimdi sen anneye de mi söyliyeceksin bu meseleyi? Koca adam, rezil olurum valla...

- İyi iyi söylemem, buluruz bir çaresini, hadi uyu artık, sabah erken kalkacaksın!

Derken sabah saati altı ettim uyuyabilene kadar. Bilin bakalım ne gördüm rüyamda? Bildiniz bildiniz, rüyamda ben bir herkülmüşüm ve fareyle çetin bir mücadele verirken fare tarafından hunharca öldürülmüşüm.

28.10.2007

Tarik`a not:

Tariiik okudunmi oni ???