Mezopotamya labirenti

Ortadoğu, uluslararası strateji politikaları içine düştüğü labirentten ne zaman çıkacak. Irak'ın ABD tarafından işgale uğramasından sonra örümcek ağı ilişkileri ortaya çıkmıştır. Bu bölge ve Irak kabusunu çözümlenemez düğüm haline getirmiştir.

Irak'ta iktidar şii ağırlıklı olup Saddam yanlısı görülen sünniler zayıf duruma düşmüşler. Ortadoğudaki ABD etkinliği nedeniyle de diğer ülkeler tarafından desteksiz kalmışlardır.

Suriye destekler gösterilerek, İsrail-ABD ikilisi bu ülkeyide bu kaosun içine çekmeye çalışmışlar. Ancak yine de yerel devletlerin ihtiyatlı davranmaları, bu ülkede de görülmüş dengeli politikalar ile bu güne kadar arızasız dış politikasını devam ettirmiş. Sıcak savaş havasını son günlerde oldukça uzaklaştırmıştır. İsrail'in sataşmaları görülmezse !

Oysa Suriye iktidarı Şii yakınlığındadır. Burada mezhepler ters düşse de çıkar stratejisi birleşmiştir. Yine Batı yörüngesindeki Ürdün bu bunalımda tarafsız kalmaya çalışmış ve olayların dışın olarak Irak şii İktidarıyla Sünni Ürdün iktidarı ekonomik ilişkilerini sorunsuz götürmektedirler. Zaten Saddam'dan beri de Irak politikalarından uzak durmuştur.

Irak'ın batısında ki konjöktör böyle iken; Irak'ın diğer komşuları ile de çapraz politikalar görülmektedir.

Irak, güneydeki çoğunluk ve Saddam karşıtı toplum olarak şiilerce ve kürtlerce yönetilirken, şiiler aynı zamanda Şii olan İran yönetimi ile de dirsek temasını kesmemektedir. Buna rağmen de ABD buna göz yummak zorunda kalmaktadır.

ABD'nin düşman ilan ettiği ve saldırmak için bahane uydurmaya çalıştığı İran, Bir yandan Irak'tan ABD desteği ile ülkesine terör saldırısı yapan Pejak'a karşı Irak içlerine sınır ötesi operasyon yaparken, diğer yandan aynı ülkeden Irak yönetimi, PKK nedeniyle Türkiye ile Irak arasında arabuluculuk yapmasını önermektedir.

Bir yanda ABD'nin desteğindeki Irak hükümeti, diğer yanda ABD'nin savaş behaneleri ortaya attığı İran; Bunlar ne kadar birbirine uyum göstermektedir, ne kadar gerçekçidir.

Yine bizim NATO ve ikili müttefikimiz ve stratejik antlaşma imzaladığımız ABD, bir yandan İran'a karşı Pejak'ı kullanırken bir yandan da kuzey Irak kürt oluşumunu yapılandırmaktadır. Bu nedenle Kürt yönetimini hoş tutmak için, belki de gereğinde bize karşı da kullanılması için, PKK'ya karşı Türkiye'nin aktif mücadelesini engellemektedir.

Oyalama politikaları üretirken, belki de bu labirente bubi ve mayın tuzakları hazırlanıyor.

Bu arada Türkiye'nin yıllarca uluslararası boyuta taşınmaması için gayret gösterdiğimiz "terör" konusunun çözümü için Başta ABD olmak üzere bütün ülkeler bu ilişki içinde görünmeye başlamıştır. Öyle iç içe girmiş labirent oluşmuştur ki Sayın Başbakan'ın ABD ye gidileceği arefesinde ve ABD Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye geldiği bir günde; İran Dışişleri Bakanı'da PKK için Irak-Türkiye arasında arabuluculuk için geliyor. Halbuki arabuluculuk konusu terör örgütü diğer kanadı ile kendilerine karşı terör yapmaktadır.

Bu durumda ABD ve İran aynı politikanın çizgisinde yer almışlardır. Bu ilişkiler yumağını çözmek herhalde kolay görülmüyor.

Bu ortamda ki karmaşık ilişkiler gösteriyor ki terör saldırılarına karşı misliyle karşılık, reflek olarak anında nefsi müdafaa olarak, sıcak takip bazında saldırıları caydırmak için yapılmalı. Öncelik, sınırların etkin kontrolü ve yurt içi terör temizliği yapılmalıdır.


nariçi : 03.11.07

İlgili Blog:
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=73686