Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '06

 
Kategori
Blog
 

"Çok samimi" bir blog

"Çok samimi" bir blog
 

Bu blogu yazarken en derinde ne hissettiğimi bilmenizi isterdim. Sanki okyanusa bir şişe içinde mesaj bırakıyorum ben bulunduğum adadan. Bir gün bir kişinin okuyacağını hayal ederek. O bir günün ne zaman olduğunun hiç bir önemi yok. Tek bir kişi bile okusa bana yeter.

Kimi zaman ucundan kıyısından içinden felsefe geçen edebi olmaya çalışan metinlerle kendimi anlatmaya çalışsam da hiç biri 18 yaşımda tuttuğum günlüğüm kadar samimi olmayabilir. Günlüğüme 5 yıl sadık kaldım ondan başka sırdaşım olmadı ve benden başka bir göz de görmedi ona anlattıklarımı. Ne kadar tuhaf, ben yazıyor, ben okuyorum ama sanki başka birinin okuyabilme ihtimali varmış gibi hayal ederek yazıyorum. Milliyet bloga ilk üye olduğumda yine benzer duygulara kapıldım.

Hala da, okunma raporları diye bir sayfa var ona tıkladığımda gördüklerim karşısında sormadan edemiyorum gerçekten okundu mu yoksa göz ucuyla bakıldı mı yoksa başlıktan sonra es mi geçildi, yoksa cümle cümle okunabildi mi tahammül edilip... Bilemiyorum. Hiç bilemeyeceğim ...

Bakıyorum da aslında kelimelerle insanın kendin anlatması çok çok zor bi iş. Öyle zor ki, anlamlar her an seni yarı yolda bırakıp, ya da alıp başını gitmekte senin hiç de istemediğin yönlere. E öyleyse aslında ben resimle kendimi daha iyi ifade edebiliyorum. Madem sözcükler benim istediğim yerde durmuyor o zaman ben de onları alır mozaikle resim yaparım yav diyorum ve çok rahatlıyorum. Çünkü:

Resim dünyasında özgürüm. İstediğimi istediğim gibi çizer, istediğim gibi renklendirir, sonra da istediğim gibi biçimlerim mozaikle. Kelimelerle hiç bir şey anlatamadığım çok olmuştur ama resimle... Her şeyi ama her şeyi anlatabilirim, Abidin Dino’nun mutluluğunu, Nazim Hikmet’in hasretini, kendi acımı, sevdamı, sonsuzluğu, yalnızlığımı, çokluğumu.... Her şeyi.

Kelimeler birer hapishanedir aslında. Bunu en iyi yazarlar bilir ve örneğin rahmetli James Joyce bunu çok iyi bildiği için devasa bir Ulysess romanı yazıp içini kelime oyunlarıyla doldurdu (bunu okurun zaten başka bir türlü yapacağını bildiğinden oyunu o başlattı aslında) bu nedenle sanatlar içinde edebiyat en acımasız eleştirenler dünyasını da doğurmuştur ve beslemektedir.

Kelimeler bize görünürde çok anlaşılır gelir dilden dolayı. Bildiğimiz dilde yazılmış kelimeler kendi başlarına sadece kendilerinden sorumludurlar.

Oysa kelimeler birer gösterendir ve sonsuza dek öyle kalacaklardır.

Göstergeler dünyası,

Resmin hiç anlaşılmayan saçma sapan fırça darbelerini de kapsar,
Bir podyumda yürüyen mankenin gözlerini panda gibi boyamasını da,
Kullandığımız arabanın markası ile taktığımız kravatın rengini de,
Oturduğumuz semti ve arkadaşlarımızın adını bile
Okuduğumuz ve okuyamadığımız okulları, çocukluğumuzun geçtiği yılları,
Aşık olduğumuz adamı ve kadını, terkedilişlerimizi,
Yaptığımız işi ve bu işten kazandığımız parayı

kapsar göstergeler dünyası.

Bu durumda kelimeler çok haindir dostlarım, işte bu blog bu nedenle oldukça samimi olarak başlamış ve fakat amacına ulaşamadan bitmiştir.

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..