Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '07

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Tehlikenin farkında mısınız?

Tehlikenin farkında mısınız?
 

Üretim; bir toplumun geleceğidir. Üretmeyen, artı değer yaratmayan bir toplum başka toplumların boyunduruğu altına girmeye mahkumdur. Bunu ben söylemiyorum, insanlık ve ekonomi tarihi böyle söylüyor.

Örneğin, keşifler döneminin en zengin ülkeleri ne İngiltere, ne Fransa, ne de Almanya idi. O dönem de en zengin ülkeler İspanya ve Portekizdi. Akla hayale sığmayacak zenginlik ve altın sahibi bu ülkeler gücün kaynağının sadece altın olduğunu zannediyorlardı. Ama daha düne kadar bu ülkelerin bizden pek de parlak olmayan ekonomileri olduğunu çok rahat söyleyebilirim.

Ya da büyük petrol kaynaklarına sahip Arap ülkeleri ve Ortadoğu coğrafyasının muazzam petrol kaynakları bu ülkelere ne vermiştir bu güne kadar. Dubaisinden S. Arabistana kadar bütün bu coğrafya A.B.D. nin hegomanyasında değimlidir? Ve iktidardaki aşiret mensupları hariç diğer halkın hala bedevi yaşamını sürdürmelerini nasıl açıklayabiliriz?

İsmi ne olursa olsun, yeni dünya düzeni dediğimiz şey, vahşi kapitalizmin halkları soymak için bugün kullandığı yöntemler bütününden başka bir şey değildir. Bunu yaparken az gelişmiş ülkelerin doğal kaynaklarını her türlü sömürmekte ve iktidarları istediği şekilde yönlendirip, değiştirebilmektedirler. Amaca giden yolda her şey mübahtır taktiği geçerliliğini korumaktadır. Medyanın ele geçirilmesi ve toplumun reflekslerinin azaltılması, suni kriz çıkarılması çok etkin kullanılan yöntemlerden sadece bir kaçıdır.

Bazen bu ülkeler kendi üretimini yapmaya çalışan ülkelerdeki gelişmelere göre zararına bile ürün satabilmekte ve sanayinin oluşmasını engellemektedirler. Örneğin ülkemizde 1930lu yıllarda kendi savaş uçaklarımızı üretebildiğimiz ve tamamen yerli üretimi oto (devrim marka) yapabildiğimizi unutmayalım. Bugün ne yapıyoruz bir bakmak lazım.

Bugün yaptığımız batıdaki verimli tarım alanlarımızı dev oto üreticilerine tahsis etmiş ve burada montaj yapmakla övünür bir haldeyiz. Ve de karı dışarıya giden yerli katkısı % 2-3 lerde olan arabaları sanki biz üretmişiz gibi kendimizi kandırmakta, kırdığımız! ihracat rekorlarıyla övünmekteyiz.

Yanlış teşvik uygulamaları ne yazık ki ülkemizde tarım sektörünü yok etmek ve tarımda korkunç bir dışa bağımlılık yaratmaktadır. A.B.D. ve AB nin tarım ve hayvancılık konusunda yaptığı sübvansiyonlar ve destekler sadece üretimi teşvik edici desteklerdir. Bizdeki uygulama ise üretmemeyi teşvik eden insanların yaptıkları üretime göre değil sahip oldukları toprağın büyüklüğüne göre para vermeye dayalı bir sistemdir. Bu da doğal olarak toprak ağalarını destekleyen ve tarım sektöründeki gelir dağılımını da bozan bir uygulamadır.

Çanlar çalıyor. Ve ne yazık ki bizim için çalıyor. Yaklaşan büyük tehlike ne yazık ki ama ne yazık ki ülkemizi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak niteliktedir. Devleti yönetenlerin çok acil önlemler alması gerekmektedir. Yoksa iş işten geçmiş olabilir ne yazık ki.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..