Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Dostluk
 

Mustafa Mumcu abi.

Mustafa Mumcu abi.
 

Sayın Sabiha Rana hanımefendi nin, yok satanlar listesindeki"Onlar KOCAMAN çocuklar"ı taklit etmiyorum merak etmeyin.
O denli bir donanıma sahip değilim.
Sadece bir çok yorumunda koptuğum bir değerli yazarımızdan bahsetmek geldi içimden.
Onu sizler zaten tanıyorsunuz ama bir de benden dinleyin istedim.
O biiiiiiir.O biiiiiiir. O bir duayen.

Geçen hafta karşılaştığım blog kategorisinde Mustafa abinin yazıları başlıklı bir blog yazısına takılmıştı gözüm.

Hiç tereddüt etmeden tıkladım.

Mutlaka bizim Mustafa abi diye.

Zevkle okuduğum bir yazıydı ancak bahsedilen yazarımız benim abim değildi.

Oysa ben ondan bahsedildiğini umarak tıklamıştım.

Daha çok tanıma kolaycılığına kaçarak.

Yanlış anlaşılmasın hiç bir tavsiye ve öneriye ihtiyacı yok aslında.

Ben onu sadece"bi dakka biiiişey söylüüüüücem" ile tanıdım ve daha kapsamlı tanımaya devam ettim.

Lerzan Mutlu nun belalısı.

Ama ayağını kaydıramadı bir türlü!

Pes edecek gibi de görünmüyor.

Tv programları konusunda tavan yapması boşuna değil.

Sayfasındaki fotoğrafı araklamaya uğraşırken internet sayfalarında aramak geldi aklıma.

Görsellerde yakaladığım en üstad pozu kopyaladım hemen.

Mustafa abiyle ilgili yabancı dil de bir tanıtım vardı ancak içeriğini çözemedim.

Geçmişte ünlü Politikacı ve Yazarlarla olan ilişkileri mütevaziliğini kaybettirmemiş!

Çapkınlık dersleri verir yoğun iş temposundan arta kalan zamanlarda

Bana sözü var!(http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=85423 blog yazımla ilgili)

İzmirde yeni tanıştığın bir bayanın telefon numarasını alacağına telefonunu alsaydın dedi.

Geri dönüşü garanti olsun diye.

Hatta İzmir'e geldiğinde buluşalım, öğreteyim sana çapkınlığı dedi.

Biz Ankara'da çeşme başındayız sanki Ferdi Tayfur misali. Ama başımıza çanta yemek korkumuz baki.

Dostça bir merhabaya bile "her kuşun eti yenmez sapık" diyenler var!

Ama sadece bir bayana merhaba demek için de İzmir e gidilmez ya?

Yine de kulak arkası etmem Mustafa abimin tüyolarını.

O bizden daha iyi bilir martıların dilini.

Lodosun çarpma şiddetini.

Güneşin şamarını.

Kordondaki falcıların tuzaklarını.

Holding patronu demişlerdi bir akşam üstü bana.

Çok pahalıya satmışlardı çiçeklerini.

Ablamızın şu demet kadar değeri yok mu be abi diye?.

Hem o korkmaz Balçova'daki telefrikten.

Ben gibi kazık yemez güzelbahçedeki balıkçı restoranlarında.

İzmir de yaşama hakkını sonuna kadar kullanır.

Bize de onun hoşça yazılarıyla yetinmek kalır.

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..