Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Sessiz gürültüler...

Sessiz gürültüler...
 

Kahreden, kalabalık bir ’’Yalnızlık Senfonisi’’ bu…

Bir başımayım...
Kafamda durmaksızın sürdürdüğüm diyaloglarla; ağız dolusu, kalabalık tartışmalar yaşıyorum.

Bir kendime konuşuyorum, bir sana, bir ona.. Ama çıkmıyor sesim dışarı.

Duyan yok benden başka sesimi/sesinizi!

Odam sessiz, dünyam sessiz ama kafam gürültülü.. Öylesine gürültülü ki; şişiyor hatta duyduklarımdan. Kocaman oluyor, koskocaman. Taşıyamıyorum nerdeyse ve hatta zaten taşımak istemediğimi de fark ediyorum.

Bakıyorum… Şişen sadece kafam değilmiş!

Kızgınlığımdan boynumdaki damarlar, ağlamaktan gözlerim, kaptığı iltihaptan yüreğim şişmiş ve şişiyor.. Şişiyor.. Şişiyor hala.

Patlamasını beklemek mi gerek yoksa hemen müdahale edip, kendi kendime, ellerimle patlatıp akıtmam mı gerek içerde biriken irini? Bilemiyorum..

Kararsızım.. Bir o kadar da çaresiz..

Duygularıma karşı çaresizliğim, kararsız bırakıyor..

Karasızlığımdan kaynaklanan çaresizliğimle duygularım can çekişiyor..

Kan revan içinde ruhum saklandığı can merkezimde. Can vermesi gerekirken, her pompalamasında, canımın inadına geri çekildiğini hissediyorum. Kanımın geri geri yol aldığını! Parmak uçlarımdan başlayarak, tamamıyla buz kesen ellerim; dokunduğunu hissedememenin ne kadar büyük bir boşluk olduğunu hissettiriyor tüm şiddetiyle ruhuma!

İstemediklerini görmekten korkarcasına, devekuşu bakışlar fırlatıyor gözlerim yuvalarından, taş gibi!

Boş ama hafif bakışlar değil bunlar biliyorum. Öylesine büyük bir boşlukla dolup ağırlaşmışlar ki; isabet ettiğinde hedefine, yaralayıp kan sızdıracak kadar ağırlar aynı zamanda!

Çelişkiler.. Çelişkiler.. Çelişkiler..

Endişeler.. Endişeler.. Endişeler..

Çelişkilerim endişelerimi, endişelerim ise çelişkilerimi besliyor. Hangisi öbüründen daha çok karnını doyurup semirmekte bilmiyorum!

Ama semiren tek bir şey var biliyorum!

Kırgınlığım!

Kırgınlıklar içersinde, endişeli çelişkilerle can çekişirken ruhum; aklım isyan ediyor ve duygusal çaresizliklerle, kararsızlık labirentlerinde geziniyor.. Geziniyor.. Geziniyor!

Dört dönüyor çıkışa ulaşabilmek için..

Bir o yolu deniyor.. Bir ötekini.. Bir dahaki sefere berikini!

Ama çıkış yok!

Çünkü hep başladığı noktaya geri dönüyor ve tek kişilik odasında usumun, çok sesli orkestram başlıyor müziğine yine..

Kaçış yok!

Meistro beynim vuruyor sopasını nota sehpasına...

Hissiz ellerimde, buz kestiren konser metninin kanımı donduran kelimeleri..

Devekuşu bakışlarım yuvalarında..

Başlıyor gene senfonim!

Şimdi konser zamanı, biliyorum… Ve ne kadar sürer?!.
Bilmeyi çok istememe rağmen, bilmiyor, bilemiyorum!

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..