Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '08

 
Kategori
Futbol
 

Kötünün İyisi: Galatasaray ve Fenerbahçe

Kötünün İyisi: Galatasaray ve Fenerbahçe
 

Yunanistan’da “biz Türküz, Türküz” diye tezahürat yapan ve Türk Bayrağı açan takım AEK Spor Kulübü Futbol Takımı taraftarlarıdır. Athlitiki Enosis Konstantinoupoleos olan orijinal adının açılımı Konstantinopolis’liler Atletizm Birliği’dir. 1924 yılında İstanbul’dan göç eden Yunanlılar tarafından kurulmuştur. Yunanlılar tarafından gerçek “Helen” olarak görülmediklerinden hiç sevilmezler. Atina’nın diğer ikinci takımı Panathinaikos (1908) ile aralarında bizdeki Galatasaray – Fenerbahçe Spor Kulüpleri arasında olan ezeli rekabet gibi bir geçmişleri vardır. Ama bizdeki kadar masum değildir. Olympiacos (1925) da Atina’nın bir başka takımıdır. Aynı şehrin takımı olmaları nedeniyle bu üç takım arasındaki rekabet, bizim İstanbul’un üç büyükleri gibidir. Ama en sevilmeyen AEK’dır. Çünkü Türkiye’den Yunanistan’a göç edenlerce kurulmuş olması, sevilmemesi için en önemli nedendir. Hele maçlarda; her maç olmasa da iyice cozuttukları zaman Türk Bayrağı açmaları ve “Türküz” diye bağırmaları, taraftarlığın üzerine tuz biber ekmektedir. Ezeli rekabet tarihsel kökenden kaynaklanır.

Dağılan Yugoslavya ülkesindeki “ortak düşman Bosna Hersek” Spor Kulübü takımlarından bile daha da düşman takımlar olan Kızıl Yıldız ve Partizan Spor Kulüpleri takımlarıdır. Yugoslavya dağılmadan önce sosyalizm fraksiyonları arasındaki rekabet, futbola da yansımıştır. Oysa her iki takım da sosyalizm simgeleri taşıyan Kızıl Yıldız ve Partizan adlarıyla kurulmuşlardır. Rekabetin nedeni siyasi fraksiyondur. Hajduk Split Hırvatistan takımıdır. Partizan Belgrade ve orijinal adı Fudbalski Klub Crvena Zvezda olan Kızıl Yıldız takımları ise Belgrad takımlarıdır. Hajduk, Türkçe karşılığı haydut’tan gelir ve Hırvat dilinde Türklere karşı iyi dövüşen anlamındadır. Bosna Hersek takımlarından daha da düşman kulüpler, ortak düşman Türk kökenli takımlar olması gerekirken böyle değildir. Ezeli rekabet siyasi fraksiyon kökenden kaynaklanır.

“Bana 150 bin kişilik bir uyku tulumu yapın” dediği için yapılan Barnebau Stadyumu’nu yaptıran İspanya’nın faşit diktatörü Francisco Franco, hiç istememesine rağmen Barselona Kulüplerini destekler görünmüştür. Çünkü Bask bölgesi, kendilerini hiçbir zaman İspanyol görmez ve Bask bölgesinin en önemli takımı Atletico Bilbao’nun maçlarında hiç İspanya bayrağına rastlanmaz. Bu düşmanlığı sözümona ortadan kaldırmak için ve Katalan takımlarına karşı düşmanlığı azaltmak için Espanol takımını destekler görünmüştür. Fakat bu düşmanlık hiçbir zaman ortadan kalkmamış, daha Franco hayattayken Cumhuriyetçiler Atletico Madrid’i, Real Madrid’in karşı takımı olarak kurmuşlardır. Çünkü İspanya iç savaşında Franco’nun yönettiği grup olan Falanjistler, Real Madrid’i desteklemişlerdir. Cumhuriyetçiler de Franco’nun karşısına Atletico Madrid’i çıkarmışlardır. Futbol maçları, Franco hayattayken, adeta bir iç savaş gibi geçmiştir. Ezeli rekabet, siyasi tarihsel kökenden kaynaklanır.

İtalya’nın güney takımları, kuzey takımlarını hiç sevmezler. Çünkü kuzeyine göre gelişme bakımından biraz daha geri durumda olan İtalya’nın güneyi, futbol takımlarıyla bir başkaldırı yaratmaktadırlar. 1990 yılındaki Dünya Kupası sırasında İtalya’nın Napoli kentinde bizzat şahit olduğum gerçek, çamaşırların karşı balkondan diğer cam çerçevesine veya duvarına makaralı ip ile asılmasıydı. Kuzeyine göre varoş sayılabilen güney bölgesi, başkaldırı simgesi olarak futbolu kullanıyordu. Ünlü futbolcu Maradona’yı bir süre bünyesinde barındıran Napoli, şampiyonluklar yaşamayı ilk defa Maradona ile özdeşleştirince, kentin en önemli meydanına Napoli’den ayrıldıktan sonra büstü dikilmiştir. Bir İtalyan kadar ulusal kahraman yapılmıştır Maradona. Kendilerini kuzeye göre daha Avrupalı gören güney takımları, maçlarda “hoş geldiniz Avrupa’ya” pankartı açmaktadırlar. İtalya’nın güney takımlarının kuzey takımlarına ezeli rekabeti, ekonomiktir.

Hollanda’da Ajax taraftarları İsrail bayrakları açarlar. Sebebi, Filistinlilere anında ve her zaman silahla müdahalede bulunan İsrail, davranışından dolayı takdir toplar. Ajax’ın da rakiplerine anında müdahale etmesi vurgulanır. Bir başka neden de “dazlak”lar, genellikle, Hitler Almanya’sının nasyonal sosyalistleri demek olduğundan, günümüzde de “dazlak”lık siyasi bir tavır olarak kabul edildiğinden, Hitler Almanyası’nda Yahudilere yapılan muamelenin, “dazlak”lar olarak takdir edilmesini, Rotterdam taraftarlarının da “dazlak” simge kullanmasından dolayı, Ajax taraftarlarının özellikle milliyetçi Rotterdam takımının maçlarında İsrail bayrağı açmalarını siyasi tavır olarak zorunlu kılmıştır. Ezeli rekabet, siyasal kökenlidir.

Futbolun beşiği İngiltere’de ise Birleşik Krallık’ın yıllardır içinde bulunduğu sorun, İskoçya ve Kuzey İrlanda’da yaşanmaktadır. Buradaki sorun, Katolikler ile Protestanlar arasında yaşanmaktadır. Yani din önemli bir taraftarlık profilidir. “Birleşik Krallık’ın, yarısını oluşturan İngiltere ve Galler’in din çatışması gibi çok önemli bir sorunu yoktur. Ancak Kuzey İrlanda ve İskoçya’da bu sorun, toplum yaşamını son derece rahatsız edici boyutlarda etkilemektedir. En ilgisiz olanı bile Kuzey İrlanda’da Katolikler ve Protestanlar arasında bir din sorunu olduğunu bilir, fakat önemli olan, bu sorunun ne boyutta olduğunu fark etmektir. 1 Temmuz 1690’daki Boyne Savaşı’ndan sonra Protestanlık İrlanda’ya iyice yerleşmiştir. Ancak iki din arasındaki savaş günümüzde de devam etmektedir. Güneyde azınlıkta olan Protestanlar, Kuzey İrlanda’da çoğunluktadır ve bu konumlarından vazgeçmek niyetinde de değillerdir. Bu nedenle Birleşik Krallık’ın bir parçası olan Kuzey İrlanda baş düşmanları olan Katolik güneyle birleşmeye kesinlikle karşıdır” (Abanazır, Can., “Sadece Bir Oyun Mu?”, Felsefe – Yazın Dergisi Ocak Şubat 2006, sayfa: 22). Glasgow, Celtics, Rangers, din özdeşleşmesi yaşayan takımlardır. Taraftarlık’ın kökeni din eksenlidir.

Irkçılk, İngiltere’de en abartılı biçimde yaşanır. “Nigger, lick my boots” (zenci, postallarımı yala) tezahüratı hiç eksik olmaz. Taraftarlıkta ırkçılık önemlidir.

Avrupa’da kendi takımının rakip takımlara karşı oluştuğu tarihsel, siyasi ve din’i taraftarlık nedenleri çok farklıdır. Bu nedenle, aynı ülke takımının farklı ülke takımlarıyla yapılan maçlarında bir başka ülke takımının galibiyetine sevinmenin nedeni, bizdeki gibi “kıskançlık” değildir. Siyasi, ırkçı, din’i ve tarihseldir. Buna sevinmek de fanatik taraftarlık değildir. Fanatik taraftarlığı, ülke içinde birbirleriyle yaptıkları maçlarda göstermektedirler. Bizdeki sevinmeler veya yabancı ülke takımlarıyla yapılan maçlarda, Türk takımı olması nedeniyle Türkiye’deki ezeli rakibini değil de yabancı takımın galip gelmesini isteyenler, “kıskançlık” nedeniyle yabancı ülke takımını tutmaktadırlar. Nedeni sadece ve sadece, “kıskançlık”tır. Avrupa’daki Kulüpler’in birbirini desteklememe nedenleriyse tamamen farklıdır.

Ülkemizde taraftarlık, Avrupa’dan çok daha masumdur. Irkçılık, siyaset ve din üzerine taraftarlık yoktur. En ezeli rekabet denilen Galatasaray – Fenerbahçe Spor Kulüpleri arasında olan rekabet bile, Avrupa’daki kulüplerin yanında “rekabet” bile sayılmaz. İşte bu yüzden “dünya derbisi” filan sayılmaz. Ama öyle derler. Rekabeti körükleyecek başka bir neden yoktur çünkü. Ülkemizdeki taraftarlığın, ırkçılıktan, siyasi tarihten ve din’den kaynaklanan bir geçmişi, yoktur, söz konusu bile değildir.

Şimdi, bunca koparılan yaygaraya bazen düzen verilmediğinden ben de dahil hemen herkes dert yanar. Taraftarlık geçmişinin Avrupa’dakine benzer bile olmadığı bir taraftarlık durumunda, en şiddetlisini yaşayan taraftarlık konusunda bile çözümler bulan ve çareler üreten bir kıta’nın yanında, su’dan bile sebep olmayan bir örnek olayda “çareler” bulamayışımıza isyan ederiz. Düşünsenize, bir maçta herhangi bir takım taraftarlarının Yunan Bayrağı açtığını ve “hepimiz Yunanız” dendiğini… Veya “pis laz, pis kürt postallarımı yala” dendiğini… Düşünmesi bile kötü.

Avrupa’da neler var neler? Tanrı daha kötüsünden korusun. Kötünün iyisine şükürler olsun.

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..