Sabiha Rana Ölünce!!!
ve hatadır kahvaltı sabahları,aşık olunca... yaşamak kimine göre metrekaresi o olan yatakta geceyi asmak arsızca ... Sonda unutmak kolaydır o vakit, ki çiçekler solar ki kahvaltılar unutulur ki tende ki her iz, başka bir parmak izinde son bulur... o giderse sen unutursun, sen gidersen yaşayamam diyenlerde unutulursun... Eh be çingen, ama sen şiir yazarsın, satırlar silinmez ki senden sonrasında da okunur. Portreler çizersin, karalarsın. Kalem darbelerin kalır, portreler ilk çizildiği gibi hep siyah beyazdır... YAŞAMAK BİRAZDA AŞKTIR. Sen aşkı şiir gibi anlat, hayatı siyah beyaz portrele, sonra öl öyle mi ! Belki yazarlar arasında sana en uzak benim ama üzgünüm bende hiç ölmeyeceksin... Kelimelerin yastık altı satırlarımda saklı, ben okudukça kim öldürebilir seni TANRI MI ... Not: sana her zaman ki gibi hayranım çingen Sabiş :)
25 Temmuz 2010 02:28Bana sabahlarını hediye et , geceler senin olsun…
yine ve sürükledin keyifle... 'şimdi bana müsade, bir kez daha okumalıyım, sessizce'
20 Mayıs 2010 01:12Bir nefeste
kelimeler bir buğu oluştururken penceredeki camda, parmaklarımdaki nem, dışarıyı görme telaşımdan ve dışarda akıp giderken hayat... düşüncede oluşan buğu, gözyaşlarımda ki nem, hayatı anlama telaşından ve akıp gidenken ömür... Neyi, neden ve niçin alatacaksın, herkez en çok kendini dinlerken ve en çok inandığı kendi benliğiyken ve en çok kaçarken aynadaki yansımasından, parmaklarımızdaki iz başka yaşamlardan... 'seni tanımam ama cenazemde olmanı isterdim'
23 Şubat 2010 21:27Başka bir şey var
çığlık bazen ve tükenmez kelimeler sadece kendimi dinlediğimde... ne zaman kendimi dinlesen en çok yanılğılara düştüğüm andır ve sesler uğrlar karanlığa enken gidenleri ve ben nöbetçi... 'keşke yaşadıklarımı kimse bilmese ve keşke senin huzurun olsa, yaşadıklarımda...'
23 Şubat 2010 21:19Adın
gecenin bir vakti, geldim okudum gittim :)
12 Şubat 2010 04:55Şimdi;''Lâl'' zamanı!
ve bir çingene, içerim kelimelerini işler ciğerime. Saygılar efendim.
07 Ocak 2010 00:48Arayış içinde
ve ben bu mesai satlerinde ayaklarımı uzatmış kaşıkla çokokrem yerken :) yazınıza takıldım. Hem çok şey anladım hem hiç bir şey hem çok şeydim benzerliklerle hem yalnızdım bir hiç içersinde. Samimi anlatımları hepsevmişimdir, tekrar okumadan aldığım keyifle işime devam ediceğim ve yine bir kaç satırda düşüncelere dalıcağım, saygılar...
07 Ocak 2010 00:34Felaketim
felaketim olacağını biliyorum... Güzeldi, şimdi sustum.
05 Ocak 2010 18:05Yarın öleceğim sevgili
sonuna kadar okuyamadım...
05 Ocak 2010 17:47Adın
güzel olmuş...
05 Ocak 2010 17:38