gençlik hatırası...
Hani dün dünde kalmıştır, anı yaşa gibi ayakları yere basmayan, ama herkesin söylediği ve bazen inandığı bir sürü yalancı söz vardır bunun gibi. Oysa bir şarkımda söylediğim gibi; "geçmiş geçip gitmiyor, bu günün içine akıyor" bir süre sonra. Herkesin haberi ola. Önemli olan dünü unutmadan, yarını düşünerek bu günü dibine kadar yaşamak. Ama bu biraz yorucu ve zeka gerektiriyor. Bir de kısa yorum yazabilsem. Özür
04 Ekim 2014 20:45Gülhatmi gönüllü insanlar
Bir de papatyalar vardır/Ne sevdiği belli ne sevmediği insanlar için/Yaprakları çekilen/Bir de papatyalar vardır/Özür dilenmesi gereken Karakayan
04 Ekim 2014 17:35Sana...
Bir sema ki gece okunur yıldızlar kitabı Sesler diner, yorulur, bu dünya baki Görmeyi öğreten gözlerin kapanmayacaktı, kalacaktı göz ucumda hani Yar Sana uyanıyorum Bu kadar olmaz ama. Aşmışsın biraz. Çok kıskırdım söyleyeyim.:)
23 Eylül 2013 23:35Beyinden çok çalışan organ…
Alkolle, parklarla uğraşırken, 28 şubatla, 12 eylülle hesaplaşırken, bu ülkenin Genel Kurmay Başkanını Müebbet hapse atabilen devlet, küçücük kızların para karşılığı evlenmesini, evlendirilmesini nasıl engelleyemez. Şu müslüman toplumlara bir bakar mısınız? Afrikadan tutun asyaya kadar. Hiç biri cehalet cahillik, yobazlık sınırını aşamamış. En moderni Tür kiye değil mi? Bu ülkede 90 000 cami 67 000 okul var. Daha dün haberlerde 8 yaşında bir kızla evlenen 40 yaşında bir adam. Ve gerdek gecesinde kızın ölümü. İnsanlığımdan utanıyorum. Utanmak yetmiyor iğreniyorum kusacağım. Neyse...Az kalsın blog yazısı olacaktı:)
12 Eylül 2013 21:33Pastörize süt ile büyüyen çocuklara
Ben her şeyi terkedip denizi olan bir köye yerleştim. Bütün meyve ağaçlarım ve mevsimlik bütün sebzelerim var bahçemde. Ve balığımı da kendim tutuyorum. Yoğurdumu tereyağımı istersem peynirim reçelim kendimden. Elli yıl sonra kitle halinde ölümler olacak diye düşünüyorum.
01 Eylül 2013 20:51Miyavvvvv
Ben ne kadar akıllı olduğunu galerinizdeki ikinci resimden anlamıştım. Orada müzik seti yanında matematik çalışıyor sanırım:) Bilgi anadolu lisesinde:) Kaça gidiyor diye merak ettim doğrusu:) Ama bir profil veya vesikalık resmi yok:) Ne güzeldir bir hayvanla anlattığınız duyguları yaşamak. İnsanlar yaşarken çoğu duyguları pas geçerler. Kariyer, para hayat koşuşturması derken bir gün her şeye sahip olmuşsun ama her şey de eksik. Sevimli, samimi ve gülümseten bir yazıydı
31 Ağustos 2013 22:55Eylüle on kala
Küçük kız belki sen farkında değilsin ama ne kadar değişmiş kelimelerin. Sana bir şey söyleyeceğim; YAz sen, kimse okumasa da, hiç sevmediğim yorumlar olsa da, yaz sen iyi mi? Kimseye inanma, yaz aklına geleni güzel oldu çirkin oldu demeden. Kelimeleri boyun eğdirecek ruhun eninde sonunda, eğilip bükülecekler karşında. Her şeye rağmen yaz, sakın bırakma. Senin izin bu olacak bu dünyada.
28 Ağustos 2013 22:41Ve dedi ki peki.... siz hiç demediniz mi ..
Hayatla boğuşmanın yanlış olduğunu anlayıp, özür diledim kendisinden ve bıraktım kollarına kendimi. Yakınmadan, ona buna anlatmadan, sustum ve dedim ki; "Al! Ne yaparsan yap." Mükemmel bir yazıydı. Tebrikler
27 Ağustos 2013 15:49Ödünç kitap
Beni nick name çağırdı buraya. "BLUEMOTHER" Annelerin de renk renk olduğunu düşündüm. Beyazı, siyahı, kızılı, mavisi yeşili... Ama bence de en çok mavidir anneler. Sayfanıza gelince kedinizle resminizi gördüm. Hemen galeriye gittim. Ama 2 tanecik resmini gördüm pisiciğin. Gülümsedim. Kütüphaneden kitap almayalı ve gitmeyeli çok oldu. Buralarda kütüphane de yok. İnternetten satın almak tercihim. Kitaplara sahip olmayı seviyorum. Ve okuyuncuya kadar üzerine yazıp çiziyorum. Yıllar sonra o yazıp çizdiklerime bakmak değişimi görmek hoşuma gidiyor.
27 Ağustos 2013 15:40Çetrefilli ruhlar
Yorumdan sonra aklıma geldi. Yazından anladım ki çetrefilli benim runum:)
27 Ağustos 2013 00:52