Neden bildiklerimizi anlatma gereği duyarız?
tespitlerinize katılıyorum. anlatmamızın bana göre bir sebebi de, doğru olanı bildiğimizi düşündüğümüzde çevremizde o konuda yapılan yanlışlar bizi de etkilediği zaman anlatmak zorunda kalırız. yani anlattığımız kişilerle aynı gemideysek ve geminin bu gidişle karaya oturacağını görmüşsek, anlatmadan duramayız...
27 Temmuz 2010 22:42Referandumda neden “Hayır” diyeceğim…
Evet mi Hayır mı? Neden? Bence bu referandumun akılla değil, "fanatizmle", ortaya konulan bu tartışma zemininde ne ANA'lığı ne kucaklayıcılığı kalmamıştır maalesef. Bu ülke daha iyilerini hakediyor. Detaylarını aşağıdaki yazımda bulabilirsiniz. Saygılar. blog.milliyet.com.tr/Referandum___Evet_mi__hayir_mi_/Blog/?BlogNo=253461
27 Temmuz 2010 12:16Bilmenin üç hali
şüphe etmekten şüphe etmek diyorsunuz o zaman... edelim... bence hiç birşey bilmemek değil, bilgimizden şüphe etmek burada ana tema.. bilgimizden şüphe etmezsek o zaman öğrendiğimiz, önümüze gelen ilk bilgiye çakılıp kalmaz mıyız... o zaman dünya hala düz olurdu, bizi hala leylekler getiriyor olurdu gibi :) her bilgiden şüphe edileceği için, belki de bunlar doğru. bu da bir tercih/inanç meselesi tabii...
25 Temmuz 2010 18:27Kadınlar ilgi arsızı, erkekler ilgi yoksunu
Fil ile Timsah evlenmişler... Fil, timsaha değer verdiğini göstermek için en sevdiği otlardan sunuyormuş. Timsah da Fil'e değer verdiğini göstermek için bataklıkta beklettiği en eski etleri getirip sunuyormuş ama ikisi de aç kalıyorlarmış :))
25 Temmuz 2010 18:17Kararsızım
Evet mi Hayır mı? Buyrunuz... blog.milliyet.com.tr/Referandum___Evet_mi__hayir_mi_/Blog/?BlogNo=253461
25 Temmuz 2010 18:01Anayasa Değişikliği: Referandumda neyi oylayacağız?
anayasa siyasilerin değil herşeyden önce vatandaşın sahip çıkacağı nitelikte olmalıdır... ve bana göre şu anki tartışmalı haliyle kabul edilse bile bence bu niteliğini başta kaybetmiştir. konuyla ilgili görüşlerimi değerlendirmelerinize sunuyorum. saygılar... blog.milliyet.com.tr/Referandum___Evet_mi__hayir_mi_/Blog/?BlogNo=253461
24 Temmuz 2010 23:49Bilmenin üç hali
bilmek diye bişey yok bence, sadece bildiğini sanmak var... birgün öyle yeni bir bilgiye ulaşırız ki daha önceki tüm bildiklerimizi unutmak zorunda kalabiliriz ki o yeni bilgimizde aslında bildiğimizi sandığımızı yeni bir bilgi ilizyonundan ibaret olabilir... ne demiş sokrates, "tek bildiğim hiç birşey bilmediğimdir..." ve yine ne demiş descartes, "Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.” sevgiyle
24 Temmuz 2010 23:44Oyumun rengi
Görüşlerinizi okudum.. Ancak benim referandumu ele alışım sizinkinden farklı düzlemde, paylaşmak isterim. Saygılar... blog.milliyet.com.tr/Referandum___Evet_mi__hayir_mi_/Blog/?BlogNo=253461
23 Temmuz 2010 17:05Ulus devletin sonu…
kısa ve net açıklamışsınız. ama önemli olan bu tür fikirlerin "zaten okuyan ve bilen" kesimlerden ziyade "açılım" hikayesine safiyane inanan çoğunluk kitlelere ulaşmasıdır. temennim budur. saygılar...
23 Temmuz 2010 14:03Vakit yine hedef gösteriyor
cehalet, üzerinden rant sağlayanların sürekli körükledikleri bir ateştir ki kontrol edilmezse büyük yangınlara yol açacak, kolay yönetilebilen bir güçtür. Maalesef bu satırlar zaten okumayan ve tvdeki malum programları izlemekten başka bir işi olmayan o kesimlere ulaşamamaktadır. gözleri görmeyen kulakları işitmeyen zihinleri kapanmış ve sadece belli kaynaklardan beslenen bu kesim, hep birlikte içinde bulunduğumuz gemiyi batıracak etkidedirler...
23 Temmuz 2010 14:00