Turuncu anne kedicik ve yavrularının akibet' i!..
Minik yavru kedilerle ilgili minik yazını keyifle okudum değerli dostum. Biz bu alt kat balkon sendromunu yıllardır yaşıyoruz. Senede, 40-50 yavru bizim balkonda doğar. Sağda solda yavru kedi bulanlar da, gece karanlığında balkona bırakır sessizce. Eşim 100 tane olsa bakar. Hala nasıl aklını kaçırmaz şaşarım. Öylesine bir sevgi. Sabah akşam yemekleri hazırlanır, iki balkona servis yapılır. Büyütürüz, bazen bana kalır bakımları. Şakacıktan korkuturum onları, bir daha gelmesinler diye. Burada olsaydın getir bizim balkona derdim. Ama çok sayıda hayvansever ve dernek var. Biraz araştırma ile mutlaka sana yardımcı olacaklardır. 1,5-2 ay kadar anne sütüne ihtiyaçları olur yavruların. Sonra zaten bırakır gider anne kedi ve hatta tanımaz bile. Sen misin tanımayan, büyüyen erkek yavru kedi de annesini hamile bırakır. Allah kolaylık versin, ve iyi ki taşınıyorsun, öyle hemen bonfile ile işe başlarsan kimse gitmez o balkondan. Ben bile gelirim. Sevgilerimle.
17 Nisan 2007 18:01Hayallerim vardı benim…
Bazen yaşamın tüm hayallerimizi alıp götürdüğünü sanırız, Tüm umutlarımızı yitirdiğimizi düşünürüz. Oysa biraz içe dönünce oradaki yeni umut kıvılcılarını keşfederiz. Sen hayallerini tüketecek biri olamazsın sevgili Açelya. En azından Bir Rahmaninof dinler canlanırsın. Beklediğin yazıyı yazdım. Hoşça kal. Sevgi ve saygılarımla. Enfal
13 Nisan 2007 20:38Portakal çiçekleri ile gelen bahar kokusu
Senin de çok sevdiğin İzmir ve Karşıyaka ile ilgili geçmişe özlemimi "Bir zamanlar Karşıyaka" adlı yazımda ifadeye çalışmıştım. Bir zamanlar portakal, mandalina, erik ağlarıyla dolu, yasemenler kokan o güzelim Karşıyaka şimdi beton yığını oldu. Ben de baktım olmuyor, Nisan yağmurlarını yazdım. Arkadan senin portakal kokuların ulaştı buraya. Gölgem gibi hissediyorum seni, ve bu bana adlandıramadığım bir mutluluk veriyor. Yüreğine sağlık, sevgi ve saygılarımla, hoşça kal. Ömrün ruh güzelliğin gibi geçsin. Sen henüz "çok eskidendi" diyemezsin. O zaman ben sözcük bulmakta zorlanırım. Enfal
10 Nisan 2007 11:42Çocuklar bizim geleceğimiz...
Duyarlığınız gerçekten örnek alınması gereken ve asil bir davranış, yürekten kutluyorum sizi. Hoça kalın, esen kalın. Enfal
09 Nisan 2007 14:15Prag Senfoni Orkestrası ve kameraman rezaleti
Böyle haberleri ancak senden alabiliriz, tabi. Gözlemlerin beni güldürdü.Önce o kameramanların yönetmeni bu konuda eğitilmeli. Müziği duyumsamak için zaten gözleri yummak yeterli, sen de gereğini yapmışsın, diğer ayrıntılara dalıp müziği ıskalamadan.Sevgilerimle, ( beklediğin yazı üzerine çalışıyorum) Hoşça kal. Enfal
05 Nisan 2007 13:00Dünya Tiyatro Günü'nün ardından
Böyle bir duyarlığı senin dile getirmene hiç şaşırmadım, Sevgili Tuğba. Bir zamanlar o sahne tozunu yutmuş, şimdi kırık heveslerle yaşayan biri olarak çok iyi anlıyorum, hissediyorum yazdıklarını. Sanki, artk bazı şeylerin ters yüz edilme vakti geldi diye düşünüyorum. Küçük sevinçlerimizi, mutluluklarımızı da yitirirsek yaşamın ne anlamı kalacak? Ama senin gibi pırıl pırıl ve kendi gücüne inanan geçlerin varlığı umudumu arttırıyor. Gözlerinden öperim. Hoşça kal.
04 Nisan 2007 16:40Ve zaman...
Bir iç döküş, bir yılgınlık var yazılarınızda. Belli ki incinmişsiniz, kırılmışsınız, belki de en hassas dönemlerinizde. Bakın ben hala direniyorum ve umut doluyum. Eski bir arkadaşmdan anı kalan ve sevgili Fulya'nın da çok beğendiği bir sözü hatırlatacağım size; " hayat çizginize asla küsmeyin". Hayat zaten hep acı-tatlı. Lütfen gülümseyin, eminim size çok yakışıyordur. Daha çok gençsiniz, şu baharı doya doya yaşayın sonrası gelir. Sakın içinizden " ah, bir bilseniz" demeyin. Sevgi ve saygılarımla, hoşça kalın. Enfal
04 Nisan 2007 16:23Mimozalar...
Çok sevimli bir yazı, Mimozalar, yüreğinize sağlık. Bütün çiçekler gbi İzmir Mimoza'larla bir başka güzel görünür. Sevgi ve saygılarımla, Enfal
04 Nisan 2007 16:09Kendine ait bir ev...
Sevgili Fulya, yazın içimi ısıttı, çok teşekkür ederim bu güzel ve içten duygularını paylaştığın için. İşte insan ruhu böyledir, çok kez özgürce kanat çırpmak ister. Bazen de güvenli, küçük yuvasını özler. Dilerim her şey gönlünce olur. Hoşça kal.
03 Nisan 2007 13:58Bahar geldi
Aynı günlerde Bahar'ı hissedip yazıya dökebilmek çok hoş. Yazınızı zevkle okudum. Hele aşığı olduğum, Orhan Veli ile yazınızı süslemeniz beni mutlu etti. Sevgi ve saygıarımla, Enfal
02 Nisan 2007 10:40