Şu Yazma Hallerimiz
Şiiriniz çok hoşuma gitti Mustafa Bey, Yazmak denilen hastalığa bir kere yakalanmaya gör, zamanını, enerjini sömürür gider senden ama seve seve verirsin o zamanı da enerjiyi de. Ben yazma eylemini ikiye ayırırım; ''kendin için yazmak'' ve ''başkası için yazmak'', kendin için yazmak konusunda herkes, her şeyi yazabilir. Burada amaç içini dökmek kendince tatmin olmaktır. Elbet başkaları da okursa daha mutlu oluruz. ''başkası için yazmak'' konusuna gelirsek, bu alana herkesin girmemesi gerekir. Bu alanda yazacak kişinin yüksek bir bilgi birikimi ve analiz gücü olması gerekmektedir. Rastgele kelimeleri bir araya getirerek başkası için yazı yazılmaz. Eğer yetersiz olduğumuz halde böyle bir yola girersek sonu hayal kırıklığı olabilir. Tabi bu yazdıklarım genel bir kanıdır. Ülkemiz gibi okuma kültürünün yerlerde süründüğü bir ülkede geçerli değildir. Bizim gibi ülkelerde okuma kültürünü toplum kendisi değil, güçlü yayın evleri ve çıkar gurupları belirler. Kalın sağlıcakla... Saygıyla...
01 Aralık 2018 14:49Sen Bittim Demeden Sana Yetendir 'O'
''Sancının şiddeti arttıkça huzura daha da yaklaşır insan.'' demişsiniz. Bu ''huzur'' konusu hep aklımı meşgul etmiştir. Bu dünya hayatında Okuyan, gören, anlayan insanın o huzura hiç bir zaman ulaşamayacağı kanısındayım. Yaşadığımız bu hayat içerisinde anlamaya çalışmayan, bencil, insani değerleri koruma ve yaşatma adına yaşamayan bir insansanız o zaman belki o huzur sizi bulabilir. Maalesef huzur duyarak yaşanacak bir dünyada yaşamıyoruz. Hangi dine mensup olursanız olun, hangi inancı benimserseniz benimseyin, adına imtihan da deseniz başka bir şey de deseniz, kendini bilen, anlayan bir insanın durağı huzursuzluk olacaktır. Huzurlu olanların hepsi uyuyor şimdi, huzursuzlara selam olsun. Kaleminize sağlık... Saygıyla...
01 Aralık 2018 14:30Kutu Açıldı
Ana kız arasına girilmez gerçi ama madem kutu açıldı, madem o biriktirdiğiniz anıları paylaşacaksınız buradan, biz de yerimi alalım merakla. Kutu içinde bırakmayıp paylaştığınız her anının okuyanlar üzerinde oluşturacağı enerji bir bütün olup mutlaka dönecektir size. İyi, mutlu anılara diyelim o zaman... Saygıyla...
01 Aralık 2018 00:37S-400’lerin Teslim Tarihi ve Artan Trafik Cezaları
Trafik cezalarının bedelinin ağır olması az da olsa bir caydırıcılık yöntemi olsa da, çözüm kesinlikle değildir. Avrupa'da da cezalar hatırı sayılır derecede yüksek fakat, insanların kurallara uyma nedeni bu cezalar değil. Bu bir kültür. Umarım biz de o duyarlılık ve eğitim seviyesine gelebiliriz daha fazla canı kaybetmeden. Arada kaçırdıklarımız hariç her yazınızı okumaya çalışıyoruz İsmail Bey. Yazma sevdanız hiç bitmesin inşallah. Saygıyla...
30 Kasım 2018 16:2225 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Tabi ki çabalayacağız. Yazacağız, hep beraber yazacağız. Çocuklarımızı bu minval üzerine eğitip üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız. Benim bir önceki yorumumda ki ifadem tamamen ''Onlara'' olan sitemimdir. Yanlış anlaşılmak istemem :) Teşekkürler. Saygıyla...
29 Kasım 2018 11:04Ne İnsanlar Sevdim Zaten Yoktular
Hepimiz böyle değil miyiz? Kimimiz bir müddet sonra fark ediyorken, kimimiz bir ömür böyle yaşıyoruz. Yalancı gülüşler, yalan suretlerle dolduruyoruz hayat yuvamızı. Sonrası bezdiren bir sıkışıklık, nefessiz bırakan bir havasızlık. Bazen de biz başkaları için yalan suretlere dönüşüyoruz. Çok insan, az huzur getiriyor maalesef. Atilla İlhan'ın dediği gibi ''gerçek değildiler, birer umuttular'' hayal kırıklığından öteye gidemiyor işte o umutlar. Bize düşen ise geç olmadan bizi koşulsuz sevenlere layık olup onlara sımsıkı sarılabilmek. Geri kalan öte dursun. Sağlıklı bir yaşam dileğiyle... Saygıyla...
28 Kasım 2018 19:1425 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Kanayan yaramız. Bir türlü durduramadığımız, kabuk bağlatamadığımız. Siz yazacaksınız biz okuyacağız. Biz yazacağız siz okuyacaksınız. Gönlümüzün duvarlarına çakılı çivilere ekleyeceğimiz bir hüzün halkası olacak sadece bu satırların etkisi. ''O'' insanlar okumaz buraları, buraları değil hiç bir şey okumaz onlar. Neyse... Edebi açıdan değerlendirirsek eğer, çok pembe bir blog olmuş :) Kaleminize sağlık. Saygıyla...
28 Kasım 2018 18:53Kupaj
Ne güzel bir tespitte bulunmuş Mine URGAN, işte o ''düş gücü'' insana durduk yere gelmiyor. Senin mücadele etmeni bekliyor, istiyor. Biz ne yapıyoruz? Çalışmaktan geri kalan günün bir kısmını uykuyla geçirirken, diğer kalan tüm kısmını TV karşısında kafa uyuşturmayla geçiriyoruz. Bizim kafamız uyuştukça, başkaları boşadığı eşlerine yüz binlerce lira aylık nafaka ödeyebiliyor. Düş gücü mü? O çoktan terk etti bile uyuşuk beyinleri. İnsanın bam teline dokunuyorsun Ali Abi, yağmuru izliyordum keyifle, keyif meyif kalmadı :) Saygıyla...
28 Kasım 2018 17:20Biraz da Hakikâte Baksak
Hakikate bakmak, onu görmek eziyetlidir Ayfer Hanım. Siz gerçekten bu yazdıklarınızın ya da yazılmayan buna benzer binlerce hayatın birilerinin vicdanlarını rahatsız ettiğini düşünüyor musunuz. Ben düşünmüyorum. Zaten düşünerek, dertlenerek ve kısa sürede düzeltebileceğimiz konular değil bunlar. On yıllar alacak bir eğitim reformu sonrası düzene girebilecek sosyal ahlak bilinciyle düzelebilecek konular. Biz ne alemdeyiz? Altta kalanın canı çıksın. İnsanımızın para ve çıkar hırsı öylesine üst noktalara çıktı ki ne müslümanlığımız ne de milliyetçiliğimiz dillerde slogan olmaktan bir adım öte değil. Şimdi siz hakikate bakmak mi diyorsunuz. Yok Ayfer Hanım yok. Hakikate bakmak eziyetlidir. Acıtır. Bozmayın insancıkların keyfini. Kalın sağlıcakla... Saygıyla...
28 Kasım 2018 12:11Geçmiş, Geçmemiş
Geçmişindir o! Geçmişindir ama geçmemiştir! Geçmişindir ama geçmemişsindir, geçememişsindir. Tek bir dal sigara dumanıdır bahanesi bazen ya da bir kadeh şarap, yanık bir türküdür bahanesi bazen ya da eski tanıdık bir şiir. Geçmişindir o, aslında geçmemişin! Bitmişindir o, aslında bitmemişin! / Tebrikler... Saygıyla...
27 Kasım 2018 07:37