Kocamın hizmetçisi olmayı reddediyorum
Eşiniz de evdeki her işi paylaşmalı. Benim sorum "çalışmıyor olsaydınız" anlamlı olurdu. Çevremizde hem hiçbir iş yapmayıp hem de eşitlik nutku atan o kadar çok kişi var ki! Yine de bir tek konuya dikkatinizi çekmek isterim, belki karşı cinse biraz daha sempati ile yaklaşırsınız diye: parasızlık nedeniyle evde bir temel ihtiyacınızı karşılayamazsanız siz üzülürsünüz, eşiniz ise kahrolur. Çünkü kendini sorumlu hisseder. Bu baskı çok ağırdır. Sevgilerimle
22 Kasım 2009 16:24Kocamın hizmetçisi olmayı reddediyorum
.. her gün işe gitmek hoşuna gidiyor mu diye? Hoşuna gitmese ve bu nedenle işe gitmese neler olurdu sizce?
21 Kasım 2009 16:40Bir grup Özür(lü) !..
Hepimizin ve cocuklarımızın bu konuyu temel düzeyde bilmesi gerekiyor. 50.000kişi bana gerçekçi gelmiyor. Bizim kayıplarımız dahi bunun cok üzerinde olmalı. Saygılar Tamer Kaplan
21 Aralık 2008 18:05"MUSTAFA" hakkında
Sinem hanım, eleştiriler "bunları neden yansıtmış" diye yapılmıyor ki. Atatürk'ün insani zaafları tabi ki olabilir ve var ama neredeyse "sırf bunların üzerine" hikayeyi kurunca en hafifinden "haksızlık" oluyor Atatürk'e. Bu da kime yaranmak için yapılmış olabilir sizce? Siz filmi gördünüz mü gerçekten? Saygılarımla
02 Kasım 2008 19:41Eğitimde değişim için ne yapılmalı?
Eğitimde yanşış olan nedir, nasıl bir eğitim istiyoruz? Bir kere bu soruların cevabını önümüze koymalıyız. Ama, Türkiye Cumhuriyetinin temel niteliklerinin yerinden oynatıldığı, Atatürk'ün çizdiği "çağdaş uygarlık" doğrultusunun fütursuzca sorgulandığı ortamda bunları konuşmak anlamsızdır. Biz, çocuklarımızın çağdaş anlamda yurttaşlar olarak eğitilmesini istemiyoruz ki!
14 Ekim 2008 06:48AB lüle no oldu büle çabuk süle
Bazı espriler o kadar basit ve yalın ki unutulmuyor. Lüleburgazspor'dan onlarca yıl sonra aynı espriye başka bir heceden AB de yakalandı. Çok hoş olmuş, tebrikler
15 Haziran 2008 20:39Korkarak atılan adımlar ve alınan riskler
Niyetleri belli olduğu gibi eylem ve söylemleri de belli. Onlar yurdun bir kısmını istiyorlar. Verebilecekleri en büyük zarar bu. Şeriatçıların ise başarırsa bize yaşayacak vatan bırakmayacak. Onlar sinsi ve hedeflerini "özgürlük ve demokrasi" söylemleri ile gizliyorlar. Bir mucize olsa ve ülkemde sağduyu hakim olsa, herkes laikliğe sahip çıksa!
16 Mart 2008 16:06Kurşunlar arasında Mustafa Kemal
..onun yolundan yürüyenlere.
16 Mart 2008 15:52Neden şimdi ?
.. hak nedir hukuk nedir az çok biliriz. Bence de bu (nedense) çok gecikmiş bir dava. Elinize sağlık Neşe hanım.
16 Mart 2008 15:35Hep erkekler mi suçlu?
ama Kadın olmak çok daha zordur. Bu zorluklar birbiriyle ilgisiz alanlardadır. Ben sokakta güzel bir kadın (veya kız, dişi insan, bayan) olarak yürüyüp de her erkeğin dik dik gözlerime, sonra da "dur bakalım arkadan nasıl görünüyor" diye dönüp popoma baktığı bir dünyada bu kafamla dişi olarak doğsaydım her halde ecelimle ölmezdim. Evli ve bir kız babası olarak bunu itiraf etmeliyim. Ama erkeklerin üzerine doğa ve koşullar öyle yükler yüklemiş ki, onların her şeye rağmen dürüst kalanlarına saygı duymak gerekli. Bu sözler hoşuma gitti, izninizle kendi yazımda da kullanacağım.
16 Mart 2008 15:05