Adnan Saygun, İzmir'lileri ağlattı...
Şimdi Şah Rıza Pehlevi'nin ülkesinde neredeyse müzik dinlenemiyor, karalara bürünmeden dışarı çıkamıyor kadınlar..Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu modern Türkiye'de dış ülkelerden gelen liderler için özel besteler yaptırmak bir yana...opera,bale,klasik müzik ödenekleri kesile kesile kalmadı..Devlet sanatçısı olmanın kriterleri değişti.. Gerçi özel ihtimam gösterilecek liderler yorulmasın diyerek otellerinde ziyaret ediliyor, saygı icabı duvara asılan ziyaretçi konuk devlet adamlarının resimlerinin önünde ve iki kolunun arasında fotoğraf çektiriliyor..Ne sular aktı Atatürk gibi devlet adamlarının Ahmet Adnan Saygun gibi sanatçıların döneminden bugüne.. Canım İzmir'e, Güzelyalı'ya böyle bir sanat merkezi yakışırdı. Şehrine hizmet eden insanları kutluyorum. Eminim, davet edilmiştir devletin zirvesindeki isimlerde ama neden yoktular. Yoğun programlarından mı ? klasik müzik tarzları olmadığından mı?Kimbilir kulak problemi devam ediyordur belki de.Hayırlı olsun..Sevgi ve saygılarımla
29 Aralık 2008 00:36I'll dance
Nezaketiniz için çok teşekkür ederim Yeşim Hanım. 2009 yılına yeniliklerle başlangıç yapmayı elbette çok isterim.Yaşadığım şehirde bu konuda yardım alabileceğim dans okulu ya da kurslar olmadığına üzülsem de bu isteğimi bir şekilde gerçekleştireceğim. Yakın şehirlerde olmak isterdim sizden ders alabilmek için.. Sevgili Pirmete, bölge finalleri için çalışmalarımız başladı halk oyunlarında..Hedef Haziran ayındaki Türkiye finaline gidebilmek..Kimbilir belki de final mutluluğunu yaşarız hep birlikte.. :-) Sevgi ve selamlar.
25 Aralık 2008 23:39I'll dance
tango öğrenmeyi kuğu gibi dans etmeyi..Flamenco müzik eşliğinde zerafetin kadın ve erkek üzerindeki estetiğinin görsel şovu ayrı bir keyiftir..hem izleyen hem de izleten açısından.. Öğreten olursa kolay da... :-) Güzel bir paylaşımdı..Dile getiren Pirmete' ye ve misafirperverliğiyle paylaşım sağlayan Yeşim Hanım'a sevgiler..
25 Aralık 2008 01:18Tufan Türenç: Gençler için bazı gerçekler
aklı hep sonradan yerine gelir..Balık hafızalı millet olduğumuzun kanıtı, sürekli bağışlayıcılık ve hata yapanlara ''bitmeyen şanslar vermektir''. Siz iyi ki yazıyorsunuz..Görmek istemeyenler önce ASALA'yı, doğmadan babasız kalan çocukları, genç yaşta eşsiz kalan dul kadınları da hatırlasınlar..Duyarlı paylaşımınız için teşekkürler..Sevgi ve saygılarımla..
24 Aralık 2008 00:10Lekeli seçim istemiyorum
Ve toplantı yaptılar nihayet..Seçimlerde şaibe yaratacak durumların ortadan kaldırılması için sadece muhalefet değil iktidar partisinin de harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Üzerlerindeki lekeyi kaldırmak, ''kendilerine olan güvenlerini göstermeleri, hak ve hukuktan yana olduklarını göstermeleri bakımından.. Ama nerdeeee... Duyarlı ve önemli konu seçimin için kutlarım. Sevgiyle..
20 Aralık 2008 23:05Siz mailllerinizi okurken elinizi mausun üstündemi tutarsınız?
benim de aldığım forward lı mailler bir hayli fazlaydı..zincire takılan yazıp göndermiş ...bakalım son on üç günde neler olacak.. tık..tık..çift tık..tek tık...Benim bilgisayarımda maus yok..heh heh.. Sağlıklı, mutlu güzel bir yılı yaşamak dileğiyle... Sevgi ve saygılar
19 Aralık 2008 00:02Korkunç iddialarla Blog kapısına dayanan zorba!
nerede o blogun ilk zamanlarındaki dostluk, dayanışma deme şimdi..Ne günlerdi..sayı orta karar ama seviye yüksek..İnsanlar daha iyiyi yazmak için çaba gösterirken şimdi....Seviyesi düşük yazılar, benzetmeler, çatışmalar, polemikler, tehditler aldı başını gidiyor..Ne kadar çok değerli blog yazarı arkadaşımız sessiz sedasız gitti buralardan...Kaybedilenlerin farkında olan kaç kişi ? Gel de sitem ''ne güzle günlerdi o günler '' diye...Sevgi ve saygılarımla..
27 Kasım 2008 21:37Zorunlu Açıklama
Blog'da yazmaya başladığından bu yana okuyorum yazılarını..Paylaşmak istediğin bir fikri, eleştiriyi açık ve net olarak ifade etmen, cümlelerinin KORKUSUZ, tarafının belli olması en belirgin özelliklerin cümlelerinden edindiğim izlenime göre. Eminim, cesur cümlelerinden ötürü reddedilen yazıların da vardır. Misafir kavramı kimimize göre iyi kimimize göre de külfettir. Doğru anlamak ve iyi niyet değil midir önemli olan? Neden bu kadar güvensizlik ve şüphe ? Sevgi ve saygılarımla..
26 Kasım 2008 00:15‘Daha sert vur’, kır bacağını!
Bakmak ve görmek ..daha doğrusu doğru değerlendirmek gerekir..Sapla samanı karıştırmamak gibi sevgili Celal. Şiddet içeren programlar, hoş görünün kaybolduğu, kaybettirildiği, insanların ayrıma tabii tutulduğu, birkaç yıl öncesine kadar kimsenin sorun olarak görmediği konuları siyasi rant uğruna ilk basamaktan yukarılara yanlış şekilde verilen mesajlarla toplum arasında huzursuzluğa yanlış anlamalara sebebiyet verecek söylemlere neden olmak...Kimler sayesinde oluyor iyi görmek gerek..Atatürk'ün bakışlarına gelince..Nasıl bakarsan öyle görürsün. Senin yazında belirttiğin ''ifade biçimlerini herkes kendine göre çevirip konuşuyor'' sözüne özünü görmeye de özen göstermek gerekir ilavesini yapmak gerektiğini düşünüyorum. ''Mustafa''ve Can Dündar konusunu filmi henüz izlemediğimden bir görüş bildiremeyeceğim ama daha sonra ona da yorumum olacak.. :-) Sevgilerimle...
16 Kasım 2008 16:09Bürokrasi, hayırseverliği baltalıyor mu ?..
Tuhaf olayların yaşandığı ve bazen ''böylesi ancak bizim ülkemizde olur'' türünden tirajı komik iki örnek saygıdeğer hayırseverlerin yaşadıkları. Hayır işlemenin de belirli ölçüleri mi var acaba bizlerin bilmediği ? Vergi kaçıranların, ''devletin malı deniz...'' görüşünde olanların sistemi bozduğu, ''yandaş'' ''yandaş olmayan'' ayrımıyla işlerin yürüdüğü bir süreçte iki hayırseveri ülkelerine yaptıkları hizmet karşılığında onurlandırmak, teşekkür etmek ,isimlerini hizmetlerinde yaşatmak bir yana dursun...Kendilerince küçük düşürmeye yok saymaya çalışıyorlar. Ne günler yaşıyoruz Cumhuriyet'in 85.yılında.. Yazıklar olsun..Hiç üzülmesin iki hayırsever, saygıdeğer insan. Onların değerini tarih bilecektir. Duyarlı paylaşımınız ve böyle insanları tanımamıza neden olan paylaşımınız için teşekkürler.Sevgi ve saygılarımla.
12 Kasım 2008 22:30