Gariban Kesesi
O "tek nota" "ahlak, erdem, iyilik, samimiyet, içsellik, vefa, sorumluluk" gibi nice değerlerle birleşip öyle bir "beste" oluşturuyor ki "kese" de o bestenin ritmini tutuyor hemen yanı başında uçuşan rengarenk sabun köpükleriyle...
01 Şubat 2012 21:42İnsanlar en çok neleri merak ederler?
Korkuyla büyüyen bir birey, topluma da "korku" saçar... Sevildiği için saygı duyulmasındansa korkulduğu için saygı duyulmasını yeğler çoğunlukla... Gönül o "korkutuculara" bie "BÖÖ" deyip, tüm korkuları ortan kaldırmak istiyor; ama "korkarım" :) o da ancak hayalde kalıyor... Saygılarımla...
01 Şubat 2012 21:25İnsanlar en çok neleri merak ederler?
"Pipinin büyüklüğü" kadar sorunların büyüklüğünü kendine dert etseydi bu halk, bugün birçok soruna çözüm bulurduk. Bir gün değişir mi diye umut ediyorum, ama çok fazla da iyimser olamıyorum. Saygılarımla...
01 Şubat 2012 21:19Ölürken en çok pişman olunan 5 şey nedir ?
Geçenlerde bir yazı yazmıştım Pakistanlı askerilerin kurşuna dizilişi ile ilgi ve şunu sormuştum: "Hangi “keşke”yi söylersin kendine, hangi “an”ı geçirirsin gözünün önünden, dudaklarından hangi “kelimeler” dökülür, hangi “sözler” çınlar kulaklarında, hangi pişmanlık gelir saplanır kalbine o “alçak kurşun”dan önce?" İnsanoğlu, ancak "o an" geldiğinde verebilir bunun cevabını... "O an"ın her an gelebileceği bilincinde olsa, belki de hiçbir pişmanlık yaşanmaz kim bilir? Saygılarımla...
01 Şubat 2012 20:51Çözülemeyen kadınlar... Çözülemeyen adamlar...
Ne diyor Şems: "Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını?" Hani diyorum, kimi zaman da bırakalım altüst etsin. Saygılar...
01 Şubat 2012 20:45Ne kadar insanız?
Topluma, doğaya ve canlılara karşı sorumluluklarımızı bilip yerine getirebilyorsak kadar insanız. Saygılar...
01 Şubat 2012 20:42Sarışın göğüs çatalı düşlemek...
Necati Bey, her yazının bir alıcısı vardır. Yazı; yazanın bakış açısını da dünya görüşünü de sorumluluk bilincini de mücadele gücünü de ortaya koyar. Kimi jöle sürer, kimi sit-com gazetecilik yaparak "tavşan kardeşler"le oynar, kimi her devrin adamı olur, kimi dekolteli röportajlar yapar... Kimi de doğrular adına savaştığı için öldürülür. O öldürülenden de geriye "onur" kalır, "dava" kalır, "şeref" kalır... İşi özele indirip MB'ye gelecek olursak... Temel değerlere ve insan haklarına saygılı olduğu sürece her şey yazılabilir. Artık o yazının kalitesine de okur karar verir. Tek bir yazı -ve/veya birkaç- ile de MB o bahsettiğiniz alana dönmez. Dönerse o zaman kendini reddetmiş olur. Saygılarımla..
31 Ocak 2012 01:53Avatar!!!
Ne!... Siz, o fotoğraftaki kişi değil miydiniz!? Ha bu arada, benim fotoğraf eski sayılmaz yaşı yaşıma, huyu huyuma (artık o nasıl olacaksa)uygundur efendim... Saygılar...
28 Ocak 2012 20:00Bir ağlayamadım ağız tadıyla
En can alıcı soru şuydu: "Hiç dilendin mi denizde damla olmayı. "Çok düşündürdü beni... İnsanoğlu, deniz olmayı, dalga olmayı, denizlerin ötesine geçmeyi düşünmüştür hep; ama damla olmayı düşünene bugüne kadar rastlamadım. Ama her şey "damla" olmaktan başlıyor değil mi? Güzel bir şiirdi, yüreğinize sağlık. Saygılar...
26 Ocak 2012 18:00Smoking Loon "pinot Loir " 2009 Califaornia "İzmir gunes batiminda Korfeze bakarak raki icmek"
O gün batımı, rakı olduğu için anlam kazanıyor olmasın :)Hep Neyzen Tevfik'e mal edilen, ama Emniyet Müdürü Mutlu Çelik'e ait olan o çok anlamlı şiirn bir dizesiyle eşlik edeyim yazınıza: "Rakı, şarap içiyorsam sana ne Yoksa sana bir zararım içerim, İkimiz de gelsek kıldan köprüye Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim." Antalya'dan Newyork'a bir kadeh dolusu saygılar: Şerefe!
26 Ocak 2012 17:55