Güçlüyüm, o halde haklıyım!
Şu Tilki... Acaba ne zaman varacak kürkçü dükkânına?
10 Aralık 2018 10:36Benim için yazmak...
Yürüyelim aynı koldan, biz de dövelim. Dövemiyorsak sövelim aynı dilden... diyeceğim fakat, hangi birini dövesin, hangi birine sövesin... Açılımın(!) her türlüsünden söz ettiler; “Adalet”ten söz eden olmadı. Demokrasi(!), özgürlük(!) adına, vuvuzela gibi kulağımızı götürdüler; herkes padişah, herkes sultan, herkes hakan ilan edip kendisini; ya cebe, ya uçkura ya vicdana el attı... İnan değerli dostum, ne dövmeye ne de sövmeye takat yeter. Hadi takat yetti diyelim, Vallahi yerini bulmaz! Çünkü ne ardan ne hayadan eser kaldı.
22 Haziran 2010 02:09Balıkçısını bulan olta
Nerede ne zaman hangi düğmesine basacağını şaşırıyor insan. Yazının Final’ini de senaryoya bir şekilde eklemezsen yazık olur. Sahi... Yılbaşı durumlarından ne haber; bağlantılar falan?.. Yeni senede ve gelecek senelerde bahtınız açık olur inşallah.
28 Aralık 2008 11:21Vakit bahardı...
Artık solmuş rengi ilkbaharların, Süzülmüş ve erimiş şu bedenler. Tutuşup dökülüyor birer birer, Işığında kavrulmuş pervaneler.
28 Aralık 2008 10:53Gri bitişler
Neş’e ve sıhhat seninle olsun; gelecek ve ondan sonra gelecek tüm yıllarda.
28 Aralık 2008 10:34Kravatlı özür
Bana eşek denmesi artık ağırıma gitmiyor. Öyle bir diyara vardım ki, benden daha eşşşeklere Abidin deniyordu. Teşekkürler Değerli Hocam.
22 Aralık 2008 10:26Hayal ve sen
Hayal gibi, rüya gibi geçiverdi sanma, / Suda, nefeste, tende izi, silindi sanma. / Deştin yaremi, yarim rızasını almadan / Naim Bey! Yüreğe hançer vurup geçiverdin.
19 Aralık 2008 14:06Aydın, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini düzenleyen bir BM komiseri midir?
Güzel bir yazıydı; keyifle okudum. Seni tanımak güzel. İzlemeye devam edeceğim.
18 Aralık 2008 16:55Benden kim özür dileyecek?
Yüreğine, canına sağlık. Dedelerimizden, ninelerimizden bizlerden; Karabağlı'dan, Azerbaycanlılar'dan... insanlıktan kimler özür dileyecek? Paçamıza dalaşmasınlar yeter!
18 Aralık 2008 11:03Karınca ve sevgi
onu o kör kuyudan çıkartıp tabiatın eşsiz güzellikleri arasına iade etmek; ona özgürlüğünü tekrar vermek kimsenin aklına gelmemiş mi? Peki bunu yapacak olana ne derdin sevgili ALYOŞA?
14 Aralık 2008 18:58