Cunda'daki Taş Kahve'de kahve içiyordum!
Cunda ya hiç gitmedim ama anlatımınızla gözümde canlandı.Bu sahneler, sanırım artık ülke genelinde çok sık rastlanan görüntüler oldular.Gerçekçi ve güzel bir yazı ,sevgilerle
21 Ağustos 2007 23:48Su olmayınca havuz problemleri kalkar mı?
umarım bu hiçde sudan olmayan nedenlerle başımıza gelenler için en azından iki gözü iki çeşme ağlayabilme özgürlüğümüzü kaybetmeyizde acılarımıza karşın, hiç değilse sulu gözlü olabilmeninde derin mutluluğunu yaşarız..:))
16 Ağustos 2007 22:55Gece ve özgürlük hissi
Akşam ve geceyi benim gibi yaşayan birisini daha tanımakdan mutluyum. Çok güzel ifade etmişsiniz. Sevgilerle
12 Ağustos 2007 12:54Evlilik zor bu yüzyıl
Kesinlikle size yerden göğe katılıyorum. Yazdıklarınızı zaman zaman düşünmüşümdür. Özellikle İstanbul bu konuda tam anlamıyla laçkalıklar ve dejenerasyon kenti oldu. Seviyesiz ilişkilerdense mutlu bir yalnızlığı tercih eder olduk.Kaleminize sağlık,sevgilerle
09 Ağustos 2007 15:12Evlilik öncesi bekâret önemli mi?
Evlenecek çiftlerin mutlu olmak adına, önceden birbirilerini tanımaları açısından böyle bir kuraldan vazgeçmelerine taraftarım. Zaten gördüğüm kadarıyla yeni nesil bu çizgide.En azından bu konuyla ilgili ileride olabilecek uyumsuzluklar da önlenmiş olur. Evlilik her konunun azar azar uyum birliğidir bence. Tek bir özelliği kıstas koymakla, diğer var olabilecek güzelliklerin görmezden gelinmesi yanlış olur diye düşünüyorum. Bu konuda sizinle aynı fikirdeyim Sevgiler
06 Ağustos 2007 12:17Görücü usulü kız istedik (3)
Mustafa bey,aman Tanrı sizi korumuş valla.Her şerden bir hayır çıkar sözüne inanırım. Çiçek ve şeker de hayrınıza ku rtuluşunuz için bir yerde bağışınız olmuş, geçmiş olsun olsun.Bence bu hal hatır sorularını banda alıp bir kişi herkes adına dinletmeli zaman ve sinirden tasarruf.Bodrum da tatildeyim yazılarınızı keyifle takip etmeye çalışıyorum laptop um olmasa da yanımda. Sevgilerle
04 Ağustos 2007 16:26Aşk bencilliği seçiyor
son yazdığım blogumu anımsattınız bana aşkmı huzurmu?diye isimlendirdiğim..aşkın ardındaki acı,önceden yaşanan güzellikleri düşündüğünüzde dahada can yakıyor, ama aşkdan daha güzel bir duyguda yok sanırım verdiği huzursuzluğa rağmen..aşkın cesur acılarımı yoksa yalnızlığın huzurumu? seçim bize ait.. sevgilerle
02 Ağustos 2007 19:27Selam! Nasılsın görüşmeyeli? Ben Selda!
Estafurlah siz zaten çok entellektüel birisisiniz benim bir şey öğretmek gibi haddim olamaz. Zontiş benim naçizane tasarımımdır:)) ve tanımıda tam dediğiniz gibidir. Aynı anlama gelen daha neler var? düşünüyorum...kıro,maganda,birde benim latin versiyonu imalatım var ki o da ANGUTYO.. Amerika da kursa gittim ama oradada onların angutyolarından bol miktarda var bizimkileri aratmıyorlar ve jerk yada redneck deniliyor. Aradaki fark bizim zontagiller hem cahil hem hin, jerkler cahil ve saf.Yani her yerde hem kel hem fodullar. Acaba bu fodul da bir anlama gelebilirmi? şimdi aklıma takıldı:))sevgilerle
02 Ağustos 2007 02:57Selam! Nasılsın görüşmeyeli? Ben Selda!
Mustafa bey, sizde ciddi bir mizah yazarlığı var. Mayk Hammer la komedi tarzı karışımı ortaya şöyle karışık bişeler de ayrıca bekliyoruz. İsmimi yazınızın ortasında görünce kalbim çarptı birden ünlü olmanın derin mutluluğu ile sarhoş oldum:))Selda ya da iyi olmuş. Ama bence o Selda değil zonta sadrettindi. Kısaca zontiş de olma ihtimali var:)nefis bir yazı .sevgilerle
02 Ağustos 2007 01:31Elveda aşk
bitişler ve yeni başlangıçlar değilmi asıl sınavlarımız? aradaki acılar yaralasada yüreğimizi büyümemizdir hep asıl olan..sevgiler
02 Ağustos 2007 00:13