kediyle karşılaştım yolda, yanıma geldi kimse de yok etrafımda... biraz konuştum onunla aklıma geldi Ne saçmalık bunca konuşm! her şeyi planlamışız.
Bir resim tekniği var!.. Soldurma... (Renkleri siyah-beyaza çevirip; görüntüleri gölge tonlarıyla yakalamak) farklı olmak, ya da farklı görünmek denilince akla o gelmeli.. H..
Endişeli... O!... hepimiz gibi.. Sunduklarından arta kalanlar bir tiyatroda küçücük bir figuranlık oysa... Sıkıntıları çözememek adına, bunalmak adına, terk edilmek, terk etmek adına... be..
Paylaşmaya yok zamanın... uçsuz bucaksız görünene, sevgiye... kardeşliğede. Giderken... gelirken, yok zamanın... Ağır bir yok ediş kendini ... yavaş yavaş, usulca değil ama... Zamanın yok s..
Nasıl?.. az!.. Bir kaç var!… Çok olmalı!.. Sırt sırta zamanları.. Sabah konuşmaları!.. “Gel seni öpeyim..” Sıcaklıkları... ” ellerim sıcak ver bana”.. ..
Beklediğin buysa "henüz" bekleyeceksin... Bir büyük balon düşün!... Çok büyük!... Nasıl çok büyük? diye sormayı bile düşünemeyeceksin bir müddet sonra Renkli ama, neden? çok..
Onların sözcükleri!.. kirli.. merhabaları da... nasılsınları da.. Onların diliyle aşk'ta.. Nefes al!.. tıpkı Doğa gibi... Plânlamadan.. Nefes alıyor!....
"İyiler" bir tartışma, birlikte öğrenme Platformu yaratmaya uğraş verirler Milliyet Blog'da çıkarsız.. İçten!.. söylerler!.. *Ben/Biz Ne Öneriyoruz?.. Hay..
Kuracağın tümceler, yavan kalacak bileceksin!... Öyle işte!.. Tam öyle hale geleceksin... Bu artık eleştiri öyle mi?... Başlayacak!... " İşte bu, kardeşim dedim... Nedir ..
Sen!.. Diye başladı!... Dili.. Sen!.. Hem de bu coğrafyada.. Sonra hemen gelir sahip olma!.. Sennn.. enn.. nn n!.. Benim.. mm..
Resim yaparım... Yazarım... Düşün emekçisiyim.. İstanbulda yaşamaya çalışırım... Felsefe; bir mat..