Eğer perdeleri yırtarsan gökyüzünü aşabilirsin savaş böyle başlar dostum. Bir zamanlar bildiğin o kurşun sesleri yakalarsın. Görürsün; gecenin içinde süzülüşünü camdan nehrin. Söğütün ..
Yaşamayı öğret bana, ölmeden önce, gençliğin ateşiyle tazelenelim böylece Uçucu yıllar dolsun taşsın hayatımda, sen beni severken, sisli alevin parlaklığında Ve doğan güneş şahit olsun aşkı..
Güneş şafağı okşayarak doğuyor ve ötelerden bir ses işliyor sabaha Uyanıyor yolcular, miskinliğinde sarhoşluğun Anneler açıyor perdeleri, ışık eziyor hırpalıyor tuzlu tenimizi ..
Uzaklaşma süratle ilerleme duygusu yakaladı insanoğlunu ve sonunda unutuldu taze havayı soluklamak İçimizeki en büyük savaş ve zıtlık ruhumuzu işgal ediyor, karanlık duygular hükmediyor ..
Ölü duygular beni aşağı karanlığa çekiyor, senin ruhun beni dondurdu böylece uzaklaştım senden. Hep bir ışık aradım senden sonra, yaz sıcağında üşüyen bu adam artık seni duyamıyor ..
Çok gizemli ve korunaklı bir şato çünkü onu göremiyoruz zirvede yalnız tanımlanamayan İşte böyle bir şey onu öldüremiyoruz diriltemiyoruz, o durmadan gezinirken doğamızda Işığın büy..
Yüzünü toprakla yıkayan adam solukla havayı bulut yarılırken ve korkma çakan yıldırımlardan Gökte güneş alçalırken geceye hazırlan ve duy o uzaklardan gelen tiz sesi keskin çağrıyı ..
Yeryüzünün talihsiz toprakları, siyahi köleler ve asrın hilekarları… Böyle başladı kutsal pusu; Çakalların öyküsü, ceylanları kıstırdı kendi özyurtlarında. Milyonlarca insanı esir aldı..
Uşak Lisesi mezunu olup yazmayı seven birisiyim. ..