Söke ovasındayım. Ağustos ayının kuru ve sarı sıcağı sarmış her yanı. Pamuk tarlalarının yanında, hasadı alınmış buğday tarlaları da var. Etraf sessiz. İlerideki dar asfalt yoldan, arasıra geçen ara..
Ben çocukken, diye cümle kurup, söze başladığımı hatırlamıyorum. Ben çocukken, neler oldu, onu da hatırlamıyorum. Bir baktım, büyümüşüm. Sonra, bir baktım, bir karım ve bir çocuğum var. Sonra ar..
Atalarımız demişler ki: “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” Niye öyle demişler, bilmiyorum. Yoğurdu sadece yiğitler mi yiyiyor? Neyse, fazla karıştırmayalım, yoğurt bu, kimi kaşıkla yer, kimi..
Bir aydan çok oldu yazmayalı. Tesadüf eseri blog yazarı olmuştum. Emanet bilgisayarla başlamıştım. Sonra olan oldu. Emaneti sahibine geri verdim. Ve buradaki yazarlığım bitti. Oysa alışmıştım. Hatta t..
Sahilde orta halli bir kafedeyim. Tabelasında kafe yazılı. Ben de öyle diyorum. Dilimizi yitiriyormuyuz ne? Üzeri kareli bezle örtülü, küçük kare bir masa ve tahta sandalyeler. Az önce geçen simitçide..
Ölmeyi hiç istememişti. Cumhuriyetin ilk yıllarıydı. Hareketli günler yaşıyordu. Yenilikler, devrimler peşpeşe geliyordu. Tam bu sıralarda hastalığı iyice arttı. Doktorlar verem demişlerdi. İnce hast..
Her tür müziği seviyorum. Ama ben de türkülerin yeri ayrı. Türküler beni alıp götürüyor. kimilerine göre türkü dinleyenler alt kültürden sayılıyor.Kim ne derse desin, türkü dinlerken benim içim sızla..
Hayatı seviyordu. Hayatta onu seviyordu. Herşeylerini verdiler birbirlerine. Ama olmadı. Hayatın babası onu hiç sevmedi. Hayatı bir müteahhite verdiler. Kat karşılığı. Hayat bu. Ne olacağı hiç..
Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..