Tatil yaklaştıkça İstanbul'a gidince yapılacaklar listesi uzuyor. Gidince önce uzun uzun koklıcam İstanbul'u. Özellikle baharda deniz kenarına daha inmeden yosun kokar. Ne güzeldir o koku.
Düşün ki memleketten çok uzaktasın. Özlemişsin gene kahretsin! Söylemeye de artık utanıyorsun insanlara " Dur, daha 3 ay oldu geleli !! " diyorlar. Çünkü onların defterinde, özlemek deyince, dur ba..
Bu memlekte geldiiikkk. Geldik ama dert sadece dil değil ki. Kaldık mı başbaşa kocamla. Ben yemek yapmayı bilmiyorum. Evlenmeden önce de demiştim kocama " Bak ben yemek yapmayı bilmiyorum. Sonra darıl..
2005 Yılı. Ağustos' un 15 inde uçaktan indim. Öyle yorgun, öyle yorgundum ki. Yeni bir ülkede yaşamakla ilgili hiçbir beklentim yoktu. Ya da şöyle demeliyim. Daha sonradan hayal kırıklığına uğramamak ..
Sabah erkenden çıktım evden. City' de arkadaşımla buluşup Türk Mahallesi' ne gidicez. Tabii bu sebepten ikimizde sabah kahvaltı bile etmeden çıkmışız :) Neden ? E Çünkü zaten oraya gitmemizin ana nede..
Bütün becerikliliğim üstümdeydi. İnternette dolanıp Nükhet Duru haberleri okurken evde büssürü domates olduğunu hatırladım. Gittim mutfağa. Çok akıllı planıma göre ana hedefim hemen bir patlıcan kızar..
1979 Hamburg doğumlu. İstanbullu ama artık orda yaşamıyor. Okumayı kitapları hep sevse de bu özelliğ..