“Düştü… Yüreğim ellerine küçük bir serçe misali düştü… Çırpındıkça ben, sol yanıma aşkın en derin sancısı düştü… Bağrına basıp sarmaladığında takatsiz bedenimi, Kollarım iki yanıma n..
Sevsene beni… O en çocuk, en deli halinle sev… Kırmadan hayallerimin kanadını; Özgürce her çırpınışımda sev! Sev beni… En şefkatli yanınla sev… İncitmeden yaralı yüreğim..
Ah! Bi gelsen diyorum, Bi sarsam seni doyasıya… Sızım sızım sızlarken burnumun direği yokluğunda, Ellerim öksüz, gözlerim yetim kalmışken; Çat kapı geliversen… Bir çay içim..
Buğulu gözlerinde kaçak bir aşkın saklı hüznü… Yorulmuş bedenin gibi ruhun da… Baktıkça ay ışığını görüyorum buğunun ardında, yakamozlar kirpiklerinde… Bir “sen” varsın göz bebeklerimde, bir “ben” v..
Ağıtların yükseldiği, acıların, halaylara gölge düşürdüğü bir coğrafyanın; allı pullu kına gecelerinde kalmış bir yürek çırpıntısıdır çocukluğumuz... Ellerinde, birbirinden güzel kına motifler..
Sana yazıyorum, uzaklardaki sana… Beni sensiz bırakan sana… İçimin yangınlarını çoğaltan sana… Bıkmadan, usanmadan acılarımı göğüslemek zorunda kalışımı en iyi bilen sana… Elleri..
Önce bir çığlık koptu yüreğimin taa derinliklerinden... Titredim. Sustum, dinledim sadece... Hiva oldum bir anda, kendimi uçurumun eşiğinde ölümle burun buruna hissettim... Hayatım, gözle..
“Özledim seni… Özlemek, uzağı yakınlaştırmaktır biraz da…” Özlemek, gam, keder hırkası giymektir belki de üzerine… Kurumuş dudağında sevgilinin adını bir kez daha anmak, yaralı yüre..
Zifiri karanlıktı her yer, sen yoktun, sesin yoktu. Beni sımsıkı saran sıcak kucağını aradım, bulamadım. Ne kadar büyümüş olsam da, hala içimde bir yerlerde kalan çocuk yanımla sığınmak istedim şe..
Uzak bir kentin, varoş semtlerinden birinde yapayalnız durmaktayım… Etrafımda ayakları çıplak, sevgisizlikten yorgun düşen yürekleriyle, usulca bir köşeye sinmiş, belki de susturulmuş bir sür..
"Hayat mı çok acımasız, yoksa insanlar mı diye düşünürken henüz toy zamanlarımda, aslında tüm zaliml..