Üniversitede okurken 4 yakın arkadaştık. Birimiz çerkez, türkçeyi ilkokula gitmeye başladığında öğrenmiş. Bize çerkezce şarkılar söylerdi, hala söylüyor aynı şehirde buluştuğumuzda.Bir diğeri Az..
Kalenin içinde eski Ankara evlerinin çevrelediği, taş döşeli küçük meydandaki çay ocağında oturup türk kahvesi içmek her zaman ayrı bir keyif vermiştir. Geçenlerde yine bu meydanda otururken şöyle bi..
Gün gelir incitirsin en değer verdiklerini, sonra için için içlenirsin hiç yoktan ettiklerine. İnce ince seversin “seni çok seviyorum be kuzuuuuum” dersin ağzından çıkan her sözde her cümlede..
Nihayet geldi… bahar… biraz geç kaldı ama geldi. Bir şeyler yapasım var. Kendimi oradan oraya atasım var.. Yani dağlara, tepelere çıkasım var. Bir avuç su olsa da razıyım (yapay d..
Dedi yaşlı, ama çok yaşlı adam.. Sıcak bir yaz günü Kızılay’dan Gaziosmanpaşa’ya gitmek için otobüse bindim. Arkalarda, boş yerlerden birine oturdum ki anında yer kalmadı zaten. Bir durak sonra..
Yaz gecesi kokusu gibisin Gündüzün sıcaklığını gecede ürperten Dondurmanın üstündeki buğu gibisin Dokununca eriyiveren Denizin üzerinde dalga gibisin Bazen çarşaf gibi..
Gündüz akşamın gelmesini iple çeker, akşamüzeri heyecanla gider gişenin önünde kalabalık ile birlikte sinemanın kapısının açılmasını beklerdik. Tam havanın kararmasına yakın güneş batmış, laci..
Yaşadım herkes gibi…. “Her” kelimesindeki çokluk ile “hiç” kelimesindeki yokluğun her zerresini hissederek.. Seçimler yaptım gönüllü ya da zorunlu. Seçmediklerimde neler saklıydı hiçbir zama..
Bir rüzgar esmiş, alabora etmiş beni Sonradan fark etmişim Senmişsin Islanmışım, yağan kar ya da yağmur her ne ise İliklerime kadar ıslanmışım Islak ıslak bakmışım Senm..
Böyle şurama bir şey gelmiş, oturmuş. Göğsümün hemen altında, kalbimin sağında, midemin üzerinde. Sormadan gelmiş, enikonu yerleşmiş, şöyle bir uğrayıveren misafirlerden değil, anlad..
Yaş olarak 35 dolaylarında, bir arkeoloğum. Çoğu zaman eksileri artılarından fazla da olsa mesleğ..