Çıtır, lolita İki nar fidanıydı İlk flörtüm Elma, erik ve kiraz Fantezi kattı güne Kayısısız olur mu? Ekleyince ayva ve incir Çığlık attı dut ve ceviz Bizde,..
Bir gün;Seyir halinde ikenYaya olarak sokakta, caddede, kaldırımdaKalpten gidersem yıkılıp yereYığılıverirsem…Bu adam kim diyeGelip yokladıkların da ceplerimi..
Sığamıyorum bu kente, Mikroplu sulama kanallarında yüzmeyi Tozlu topraklı taşlı yollarında Bisiklete binmeyi öğrendiğim, Teneffüslerde simit-şalgam için Okula koşarak gittiğim bu..
__Keşf edilmemiş Deniz'lerin Orman Yürekli Kadınına__ Şimdi! Çam kokulu sesinin kıyılarıma vurduğu yerdeyim Çakıl taşı, kum tanesiyim... bakir kıyılarda, Kaya parçalarıyım irili u..
Ah anne ah! ! Çalınan çiçek Güzel ve bakımlı büyür diyerek Yeni yeşillendirilen bulvarın En güzel çiçek En taze fidanlarının, Kanına girdim sayende. Dalında sevmek var..
Sol tandansta yer alan Şair-yazar Cezmi Ersöz’ün söyleşi ve imza gününde türbanlı ve Güneydoğu şiveli bir arkadaşın soruları ve söylemleriyle dünyaya aynı perspektiften baktığımız ve aynı havayı solud..
Sevmek hayat, hayat sen Ellerin cennet kokulu, anne dokulu kızıl gül Volkan, söylemlerinden yansıyan sevdan, tende ateş Türkü, gülüşlerine eklenmiş sessiz tını Aşk'ın varo..
Yalanların, dolanların, dönme dolapların, pembe yalanların Ardında saklanır tüm evlilikler… Önce beyaz eşya, mobilya, ev rengi Ardından düğün dernek balayı Başlar ve biter cicim a..
Ölebilmeyi, En çok istediğim Kasım'dayım… Vurgunların yıl dönümlerinde yeşeriyor, Kaldırım taşları arasında, Ayaklar altında eziliyorum, hoyratça ve vurdumduymaz… İçime akı..
Yine ölmedim… ! ! Güneşin batımını fark etmediğim akşamın Yola düşme saatlerinin hazırlığında Sana çıkan yolların uzantısındayım Bu akşam ve her akşam. Birazdan, Sol şerid..
Adana doğumluyum halen bu kentteyim.. Marmara Üniversitesi İşletme mezunuyum. Deneme ve şiir yazıy..