Yaşadığımdan emin değilim..Gittiğimden eminim ama bak..Seni özlediğimden de eminim..Yirmi üç yaşında bir hayal kırıklığı olduğundan hiç şüphem yok mesela..Beceriksizliğimden, yalnızlı..
Niye bu kadar acıyor kalbim? Niye bu kadar zavallı hissediyorm kendimi? Nasıl yaptın bana bunu? Nasıl yaptırdım kendime bunu? Bitmez sanıyordum, bitti.. Oysa ne güzel başlamıştı.. Ne güzel şeyl..
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklem..
Ben senin kalbini, sen benimkini yurt bildikten sonra, şehirlerimiz ayrı olmuş ne farkeder.. Ben sende yaşıyorum, mevsimlerden ve zamandan habersiz sen bende hüküm sürüyorsun. Orada mevsim yaz olmu..
Bir ihtimaldi seninle aşkımız, bir ihtilal gibi yaşadık..Saçlarımda ellerinin izleri hala görünür bana aynalardaBen babanın yokluğunun zorluğuna katarak sevdim seni kendi babamın özlemleriyle..
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun..Git..Gözlerin durur mu? Onlar da gidiyorlar.. Gitsinler..Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin..Gözlerini de alıp giden geliyor, gözlerimin önüne kar..
“Bitti, buraya kadarmış dedimUnuttum bile dedimAvuttum kendimi sözdeAma yine de akıyor gözyaşlarımIslatıyor yastığımıSeni özlediğim gecelerde.. “ Bu aralar fazlasıyla dilime ..
Günlerden 3 Aralık yıl 1984.. Gecenin bir yarısı doğumunu tam 20 gün geciktiren annemin beni suni sancıyla tam 10 aylık olarak dünyaya getirdiği, doktorların bile yaşamış olmama şaşırdığı gün.. Benim..
=> Seni seviyorum, Çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana Ben güne seninle başlıyorum Ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum..
27 Şubat 2009 Cuma - saat:00:00. Çok ayrı bir önemi var bugünün... Senin doğum günün bugün... Balık’ımın doğum günü... Doğum gününün ilk dakikası... Ne kadar çok isterdim şimdi sana mesaj atıp doğum g..
Kaleminden, yazmaktan hiç vazgeçmeyen, fotoğraf çekme ve çekilme hastası olan biri.. ..