Çöktü, çöreklendi... Sonra düğüm düğüm oldu. Savmaya çalıştıkça Daha bir kenetlendi. Çıktım!.. Bir gökyüzüne, Bir yer yüzüne takıldım. Benden gayrısı yok..
Sustuğum kadar var oluyorum, konuştuğum kadar yok! Kayboluyor susmalarda tüm bildiklerim, ben kayboluyorum... Varlığım derinlerde susmalara gebe kalıyor. Konuşacak olsam bir doğum ..
Sapsarı, içi boş, plastik bir ördekti çocukluğumun kanat takıp uçamayan oyuncağı... Hep, durgun sularında yüzdürürdüm ömrümün. Yağmur göllerinde çamura bürünür, kirler süzülürdü suskun ga..
Adının güzelliğinden çok, ağır manalar taşıyordu kimliğinde.Hasret, hasret olalı dillerden düşmüyordu. Nice ruhlar vardı ki hüzzam makamının her notasına hasreti iliştirmişti.Hasret hasret o..
Şiiişşşttt!... Eylül fısıltıları... Eylül fısıltıları var şehrimde. Rüzgarın yazdan bulaşık, yaz kokulu elleri eylüle salınıyor... Ve Eylül kokuyor şehrim. Eylülde gel deyip deyip ağl..
''Ah etsem kime dokunur ziyanım, Beyhude gelir bana bu isyanım.''İlk günleriydi...Yeni gelin edasıyla, işveli ve de cilveli açılırdı her daim.Geceden bozma sabahlarda, güneşin a..
Toprak sıvalı duvarda, kel başının terledikçe bıraktığı kirlilik vardı. Bembeyaz duvarda ki bu leke, O'nun başının gölgesi gibi sabit durudu her zaman. Ne sağa kayardı bir santim, ne sola, ne aşağ..
Yüreğimin titrediği günlerdeydi... Sigarama vururdu her titreme, titrek dumanlar dağılırdı boğuk havaya.Rüzgarın ayazının tenime değdiği günlerdi. Sensiz günlerdi, sensiz yolculuklardı y..
Ovalasam... İçinden lambanın cini gibi, sürahinin cini çıksa!... Ne dilerdim ki? Biliyorum! Üç dilek asla yetmeyecek Bu dünyanın bozuk düzenini düzeltmeye!!! Şöyle bir evde otursam!...
Ben, şu dağın tepesindeki evde oyuruyorum.Hani var ya!?Şu toprak yolun en sonundaki ev.Bakma sen dik olduğuna, geze geze çıkarsın. Biraz yorar adamı tırmanmak.Ama, ben alıştım!...
Yazmayı sevdiğim kadar, konuşmayı sevseydim...Yazmayı becerebildiğim kadar, konuşabilseydim...Yazdık..