Piknik alanı hıncahınç dolu. Hava ne soğuk ne sıcak, günlerden Pazar. Şehrin bunaltıcı atmosferinden bıkanlar soluğu burada almışlar. Etler mangal üzerinde kızarıyor, mangalı olmayanlar yerde ..
Masanın öteki ucunda da Hoca ile Tüccar bir konu tartışıyorlardı: -Hocam, şu sıralar Erasmus'un Deliliğe Övgü kitabını okuyorum. Daha henüz başlardayım, birkaç gece okumak için kendimi zorladıy..
Aradan bir aydan fazla belki de iki ay zaman geçti, seri katil neredeyse unutuldu. Doğrusu, yeni cinayet haberlerleri duyulmayınca kimse de eski haberleri eşelemek istemiyordu. Güvenlik güçle..
Öğleden sonra evimizin yanına mavi bir otomobil ve lüks bir cip park etti. Tabii gelenler Hoca ve Tüccar'dı. Biraz sonra da o zalim Cerrah'ın geleceğini düşününce canım sıkıldı. Kenan Baba ver..
O gün, üzerime bir ağırlık çöktü, uyudukça uyudum. Gazeteyi almaya gitmeyi de unuttum. Öğlene doğru Kenan Baba'nın sesi ile uyandım: -Badi arkadaşım, bugün gazete almadın mı? Deyince aklım başı..
Esir alındığımın ilk gecesi Kenan Baba eve gelince benim olmadığımı görmüş ve endişelenmiş; hatta Hoca'yı telefonla arayıp beni evde bulamadığını anlatmış, o da merak etmemesini bir yerlerde takılı..
Altıncı gün ve yedinci gün gene dayak, sekizinci gün ringde bir başka köpekle dövüş. Sonuç: Aynı. Acılar, ağrılar çoğaldı. Yatıp kalsam diyorum, döven adamın tehditleri aklıma geliyor: -K..
Hayatımın en kötü günlerini yaşadım. Şu anda bu günler geride kaldı, ama... Evet tam on bir gün. Çile, eziyet, işkence dolu on bir gün. Umarım son olur, aksi halde bir kere daha benzeri acıları yaş..
Silkindim, bütün dikkatimi Doktor'un üzerinde topladım. Benim bu bakışımı gören Hoca: -Baba, bana bu senin Badi konuşmaları dinliyor gibi geldi. Öyleyse ne dediğimizi de anlıyordur. İçimizde bü..
Ortamı yumuşatmak için Tüccar başka bir konu açtı: -Hoca, gazetede okudun mu? Dört cinayet işlenmiş ve katil yakalanamamış. Polis bir seri katilin varlığından şüphe ediyormuş. ..
Uzun yıllar çeşitli sitelerde Oruç Yıldırım adı ile yazı yazdım. Dört tane romanım ve çokca da de..