Pazaryerinde son hazırlıklar yapılıyor. Hava kararmak üzere olduğundan pazarcılar acele ediyorlar. Çadırlar sökülüp toplanıyor, sergi tahtaları bir dahaki hafta kullanılmak üzere dikine duvara day..
İnsanoğlu önceleri bizi, daha çok kendini ve mallarını koruma amaçlı olarak kullanırdı. Sonradan anladı ki köpekler çok daha fazla yeteneklere sahiptir. O nedenle iz sürme , sıhhiye, bekçili..
Üç gün sonra. Bugün çarşıda, parkta, camii önünde insanların bana karşı davranışlarını üşenmedim, saydım: Üç kişi tekme attı, iki kişi küfür etti, dört kişi kovaladı, iki çocuk t..
O günün gecesi hiç geçmek bilmedi. Hikayenin ya da destanın (ne derseniz deyin) sonuna geldiğimizi hissediyordum. Bakalım Kuyruksuz Bacı'nın anlatmaya ömrü yetecek miydi? Sabahı zor et..
Ertesi gün, boş elle gitmek olmaz diye düşündüğümden Kuyruksuz Bacı'ya götürmek için yiyecek bir şeyler aradım. Çöplüğü karıştırdım, bir şey bulamadım. Oradan ayrıldım, geçen sene mısır ekili olan ..
Bu anlatacaklarımı Kuyruksuz Bacı'dan öğrendim. İnsanlar onu “Kuyruksuz” diye çağırıyorlar, çünkü gerçekten de kuyruğu yok. Pekiyi, kuyruksuz mu doğmuş da yok. Hayır kopmuş. Neden? Onu bilen yok, z..
Sabah erken uyandım, ortalık ağarmaya başlamıştı. Cafer Aga'nın öksürük sesini duydum, uyanmış; az sonra da evin kapısından dışarı çıktı işe gitmek için. O önde ben arkada gidiyoruz. Çarşıya geldi..
Nihayet, geldi. Cafer Aga'nın elinde gene bir poşet var. İçeri girdi, poşettekileri çıkarıp masanın üzerine koydu. Aynı şeyler: Şarap, bira, ekmek ve tavuk eti. Ben kapının eşiğinde bekliyorum. İç..
Uyandığımda Cafer Aga gitmişti. Karnımı doyurup suyumu içtim. Etrafı inceledim. Etraf dediğim de bu gecekondunun küçücük bahçesi. Bahçenin etrafı çok yüksek olmayan tahta duvarla çevrili. Bahçe kap..
Cafer Aga'nın evi, daha doğrusu kulubesi ya da gecekondusu içiçe geçmiş iki odadan ibaret. Girişteki odayı mutfak olarak kullanıyor. İşe gitmediği vakitler burada oturuyor, tabii yemeklerini de bu ..
Uzun yıllar çeşitli sitelerde Oruç Yıldırım adı ile yazı yazdım. Dört tane romanım ve çokca da de..
Milliyet Blog