Sevdiğim mevsimlere geldik yine. Her yıl mutluluğumu bulduğum sonbahar ayları. Pencere önlerinde, hafif ürpererek içilen sigaralar belki birazda kahve. Mevsimlerden sonbahara girdik yine, li..
Aman bre derde ne? Kedere ne? Ya şu kara bulutlara ne demeli. Bizi hiçbir zaman mutlu etmeyecek. Toplaşmışız bütün ahali, ellerde çomaklar ayaklarda çarık. Koşturmuşuz yağmur duasına. Biz aylarca ..
Bir şarkı gibi anlam taşıyor İstanbul bu aralar. Haliç'te gün doğumu, Galata'da kuş sesi. Bir şarkı evet ama asıl olan şarkı dinleyen ve deliren bir adam. Uzun bi süre sonra daha suskunluğunu..
Merve'ye... Akla gelmeyen hiç hikayeler... Belli ki bir şarkıya başlamış soğuk gece, belli ki anlatıyor minik kar taneleri bize bir şey. Ve hiç utanmadan diyelim ki yaşıyoruz! Anlatsın diye bekley..
Yine, yeni, yeniden... Haftalardır tek bir yazı bile yoktu, rutubetli sayfamda. Hiç güneş görmedi yüzüm ama mutluydum yine bir çocuk gibi. Ya yazmadığım için mutluydum ya da mutlu oldu..
Ya Ben! Gelip, gidip enstrümantal bir hal alıyor bütün güzel sözlü şarkılarım. Bazen nakarat tekrarlanıyor ama yine de sözler eskidi artık. Duymuyor değil! Duyuyorum aslında, bili..
Yok dedi bu gece bana Marcus. Ne zaman sıkışsam giderdim, anlatırdım. Ya o konuşurdu ya da ben yazardım. Ama bu gece olmaz dedi bana. Üzüldüm tabi ki de. İçimde bir yalnızlık şeh..
“Bir varmış, bir yokmuş…”Diye başlamak isterdim bütün sözlerime… Ama hiçbir yazımda bunu yazmayacağım çünkü başlı başına bir çelişki ifadesi. Var olmak ve yok olmak. Masallarda kandırıldığımı..
Kaybedecek zamanlarımı tükettim sanırım artık. Veya hiçbir zamanımız kalmadı bu planı yapmaya. Oysaki ne kadar da güzel “ikiyüzlüydü” hayatımız. Artık dayanmak gerek, belki de ağlamamalıy..
Bu gece çaresizce sustum yine. Düşünceler saçma bir sarhoşluğa sürükledi, küçük balıkçı teknemi. Kırıklıklar ve yalnızlıklar. Bir sürü şey düşünüyorum, bir sürü çıkmaz sokak ve karanlığın eşliğ..
Merhaba ben Esat Yalçın. Biraz masalsı biraz gerçek, bir o kadar hayalperest bir hayli de kararlı..