" çok sevdiğimin anısına " boyunca üç çocuk bir de kendisi dört top oynar, ip atlarlar birlikte beraber büyürler anlayacağınız komşuların zilleri..
her şey sus/tu rüzgâr yoksunu, tayfasız bir yelkenlisin ve şimdi cehennemin kapıları açılmakta içinde kanını donduran vurgun kıyı ve kurtuluş, çok uzak bir imge var..
içimdeki çatlakta yeri belli olmayan, bir küçücük kıymık görünmeyen bir köstebek her gün biraz daha oyup derinlere sürer onu bir dalganın çığında, durmadan sürükleye..
kocaman bir bulut kadar doluydu adam gözleri donuk camdı içinden dökülenden, kaldırımlar k ı r ı l d ı susan kahkahalarda, yandı yandı kavruldu örümcek ağına düşmüş sin..
peşin kırılmıştı yen’im ışık sağanağından görmemişti gözlerim gelmeden, gitmiştin sen aslında yolun sonu görünmüştü, taa başında her seferinde gelmene tedirgin duyduğum se..
kimse görmez ki kendi yüzünü birinin bir ayna tutması gerek tek başına çözülmeyen düğümü bir elin daha tutması gerek diğer elini de kullan evet kabul, zaman siyah ..
çekilirken çıpa, derinler(im)den yukarıya ayrılık sesi vurdu dalgalarda kalabalık yalnızlıklaraydı rota ne bir el sallayanım ne ağlayanım vardı kıyıda ne de, bekleyenim ..
direkleri kırılmıştı fırtınadan onardım içimde sakladım bir sabah uyandım baktım bomboşum gitmiş gizlice öyle habersiz bir el sallamadan Hâdiye Kap..
yaz geçti diyorlar, yaz geçti kış dönüyor yeniden onlar dönen kara kış için dövünürken içimdeki kara kıştan haberli değiller o zaten hiç gitmemişti ki sen gittin..
tadını çıkar yalnızlığının bitti işte yola düşme sabırsızlanışların virân bir yaşanmışlık kalacak arkamda gölgemin saramadığı, sararan bir vahada suyu tükenen ırmağın..
Güzel Sanatlara tutkulu, Türk sanat müziği hayranı, deniz ve İstanbul âşığı şiiryazar bir fâni....