Sohbet sona erince Muhtar “vakit geç oldu. Burada geceleyelim, kasabaya yarın dönersin” dedi. Hacıbey köyü ‘Yukarı Hacı bey ve Aşağı Hacıbey’ diye ikiye ayrılıyordu. Muhtarın adı ha..
Dolmuşa bindi. Aklında Remzi hocanın sözleri vardı. Kafasını dolmuşun oturağının arkasına yaslayıp hafiften gözlerini kapadı. O sıra aklında bin bir düşünce uçuşuyordu. Hep böyle ol..
Haydar dayı “aha şurda Ferhat’ın kahve vardı. İstanbul’a ayak basan soluğu orda alırdı. Buralar böyle değildi. Aha şu caddenin ötesi denizdi. O meydan falan yoktu. Kıyıda kayıkçı iskeleleri vardı. ..
Baştı da dedim gibi ninecim didem hakkında kimsiye kötü lnaf ettirmez. Nafı açılınca yalınız ‘iyi hoştu, emme ötürüklünün biriydi. Yattı yer cennet, mekan olsun’ der başka naf etmezdi. Neyse şindi ..
Muhtar yolu iyice tarif etmişti. Yolu tarif ederken karşı tepelerde görünen kayalıkları işaret ederek ”Oralarda ayı olabilir. Ayılara denk gelirse, yoldan geçen yolculara taş atar, saldırır. Kaç k..
Epey yürümüştü. Baktı, insanların oturacağı oturaklar olan bir yere gelmişti. Bu yer ona tanıdık geldi. Eskilerden tanıdığı bir öğretmen arkadaşıyla hemen karşıdaki simit sarayının önünde buluşmuşl..
•Geçmişe dalıp gitti… Kendinin sendikayla tanışmasını hatırladı. 74 affıyla dönüğü okuluna devam ederken 75 yılında çalışmak için bir işe başvurdu. Çünkü öğrenimi geceydi. Ç..
Hastafendi ona isteğini tekrar etti. Geçmişte yaşadıklarıyla ilgili küçük anekdotları onunla paylaşırsa onlardan amacına uygun olarak yararlanacağını söyledi. Sanırım Melih bey onun amacını..
Hastafendi bu düşüncelerle o Cuma günü arkadaşının verdiği telefon numarasından Yeni Moda Eczanesinin sahibi Melih Bey’i arayıp kendini tanıttı. Arkadaşının adını verdi. Ziyaret amacını kısaca anla..
Elinde çantası derneğe çıktı, bir çay söyledi. Gazeteleri gözden geçiriyordu. Bölgeden yeni gelmişti. Ve Esas yeri bir alt kattaydı. Ama bölgeden her dönüşünde mutlaka bu kata, öğretm..
Sanat Enstitüsü yapı bölümünden 1967 yılında Denizli'den mezun oldum. Buca Mimar Mühendislik Özel..