Nedense özgürlük deyince aklımıza hep uçan kuşlar gelir mavi bir gök yüzünde. Bir deniz mavisinde sırtına güneşi yüklenmiş dalıp çıkarak giden yunuslar. Ya da çoşkun akan bir ırmakta tersine atlay..
*Yürümek yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi, karanlığın gözüne bakarak y..
Puslu, karanlık, yağmurlu bir gündü. Soğuk. Martı çığlıkları geliyordu. Arada, yattığı yerde pencereden görebildiği kadar uçuşan martılar geçiyordu. Deniz yakın olmalıydı. Neredeydi? Yeni yeni top..
Zaman mı geçmiştir, yoksa anlamı mı yitmiştir herşeyin. Bir ahenk bozulmuş gibidir sanki. Değişmektedir renkleri yaşamın. Şimdilerde karşılayanı olmayan yolcular iner, uğurlayanı olmayanlar biner ..
Tuhaf. Ne var ki tuhaf olmayan. Ne zaman geçti bahar? Ne zaman büyüdü bu ağaç dallarında yeşil ıslaklık. Farketmedik hiç, yaz mı gelen. Dışarıda mahçup bir haziran güneşi, düşmüş mevsim dışına...
O zaman daha uzağa alınmamıştı demiryolu. Hemen kentin yanıbaşından, yer yer tam içinden yalarcasına uzanır, geçer giderdi. Gecenin geç bir saati olmalı. Uzun süren ağır aksak geçişinden, tekerlekl..
İstiklal yoludur adı. Biraz hayal, biraz türkü, biraz efsane, biraz kahır ve çokça da umuttur. Başlar İnebolu'dan, uzanır Küre, Seydiler, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı, Kalecik üzerinden Ankara'ya. Ana..
Tam da 98 yıl önce bu gündür. Öğle saatleri. Bandırma vapuru arkasında Karadeniz'in hırçın dalgalarını, Dersaadetin kararan ışıklarını ve tükenmişliğini bırakmış, Sinop limanın durgun mavi suların..
Dünya ancak onu değiştirme umudu olduğu, ama bu umudu gerçekleştirme olanağı bulmadığımız an katlanılmaz bir hal alır, J. Berger Yürüyorum. Hem de uzun zamandır. Tekrardan. Nedeni m..
Hani var ya, bir taş atsan cup diye değil, çatırt diye bir ses çıkaracak. Kırılacak sanki. Cam gibiydi deniz. Ya da yeni ütülenmiş bir mavi ipek kumaş gibi. Yayılıyordu... Akıp giden teknenin baş b..
1965 Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinden asker hekim olarak mezun oldum. Gülhane Askeri Tıp Aka..