Uzun zaman oldu sesinde dinlenmeyeli, Gölgende huzur bulmayalı, Sen tarafından özlenmeyeli, Ve uzatmayalı ellerimi sana... ... ..
İnsanın sadece kendisi olma gibi bir imkanı varken, bir başkası olma veya başka hayatların yaşantısına özentisini anlayamam... İnsana yakışan şey, var oluş endişesi ve kaygısı içinde olmak..
Derin düşünmek gerek, havayı ,suyu, toprağı, canlıyı, insanı... İçini görmek lazım. Ceviz kabuğunu doldurmayacak meselelere kafamızı yorup vakit ayırdığımız kadar; insan ruhunun derinliğini görmeye..
Endişe daima var... Ruhunu yitirmiş bu zamandan korkuyorum artık! Eller fütursuzca kana bulanan devri yaşıyoruz ne yazık ki. Anneyiz her birimiz, babayız... Evlatlarımız var, içinde..
Çizebilseydim bahar olacaktı yüzüm, Adını duvarlara yazacak çağımda; Şiirlere satıyorum yüreğimi. Şimdi uzun satırlarım var artık! ..
Sen ne güzel şehirsin öyle... Bütün yolları maviliğe bakan, gökyüzü rengini bu şehre vermiş olmalı. İnsan burada yaşlanır mı hiç dediğimi hatırlıyorum, bu şehrin topraklarına ayak bastığım ..
Yahu ne istiyorsunuz? Bir daha mümkün değil sevda dediğiniz insanla bir ömür bir yastıkta yaşlanmayı hayal edersiniz, eee ne değişti? Şimdi yaşadığımız doğa bile kimyasal iken, insanın doğa..
Hayatın tehlikeli olduğunu görmeye başladığımda yazılara verdim kendimi. Okuduğum yazılarda sevdi..