Gemi yaklaşınca sahile doğru birer ikişer inmeye hazırlandılar. Küçük olanı elini uzattı. Tutsunlar diye. Tutmadı kimse. Nasıl bindiğini de hatırlamıyordu. Ne yapacağını da bilemedi.
Cumartesi Mersin’deydik. Göksel , Aşina, sabahın beş buçuğunda düştük yola. Karapınar’dan sonra gün ağarmaya başladı. Güneş önümüzde biz peşinde Ereğli’ye kadar yol aldık. Sonra solumuza aldık ..
Dost altın gibidir. Belâ da ateşe benzer. Halis altın, ateş içinde saf bir hale gelir” Dosta, dostun zahmeti ağır gelir mi? Zahmet içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer. Dostluk n..
Uzun yoldan geldim. Kimine göre kısa. Yolumu ve yolculuğumu da yanımda getirdim. Diye başladı söze. Gözleri söze gerek bırakmadan anlatıyordu zaten. Sesi gözlerinden daha zayıftı.<..
Sirkencübin’in Mevlevi mutfağında ayrı bir yeri vardır. Hz. Mevlana Mesnevi’sinde şöyle der “bal sirkeden az olursa sirkencübin iyi olmaz.” Klasik tıpta sirke ve baldan hazırlanan bir ilaç. Terim..
Büyük bir salonda ama çok büyük, köşeye sıkışmış ve ellerini bacaklarının önünden bağlayıp başını da dizlerine kapamış biri. Kapanmış.Bakmak ve görmek istememiş.Korkmuş göreceklerinden.Ge..
İnsan kendine sarılma ihtiyacı hisseder mi?Dokunur mu kendine?Sarar mı?Dokunulmaya ihtiyacı var insanın. İster fiziksel ister başka türlü.Var olduğunu bilmeye ihtiyaç duyar. Var mıyım ..
Kalem parmakların arasına düştü mü direnmenin anlamsızlığını bilir. Ya gönül kalemi? Kimin parmaklarının arasında? İnsanın gönlü sahradaki tüy gibidir demişler. Esen rüzgar kah o yana s..
Önceki hafta Göksel yazmıştı. Geçen hafta da Mevlana Kültür Merkezinde, Şeb-i Aruz’dan bir gün önce konuşmam vardı. Onun hazırlıkları nedeniyle yazamamıştım. Okurlarım haklı olarak ikaz ettiler...
Yeniden Konya.Bir haftalık ayrılık da diğer ayrılıklar gibiydi.İş yerinde Erol Bey’le her zamanki gibi, her zamanki yerde karşılaştık. Görünmüyordun dedi. Yoktum buralarda dedim. Ayrılık süre..
Tıp doktoruyum, Mesnevi'yi bir psikoterapi kitabı gibi okumaya çalışıyorum, çıkarımlarımın adını 'Aş..