Sinir uçlarımı hoyratça feda ediyorum, perişan ve bitap anları yanıma alıp bu durumun, kendi dışımda birilerinin etkisi ile olduğunu düşünüyorum hayata duyduğum ceviz sertliğindeki bencilliğe karşı..
Gidiyorsan git artık niye düşürüyorsun yıldızları… Sesi kısık cılız bir bahane olur ardından, hücrelerimi yıkıp geçerek kanattığım yaram… Kalkanı yakamda değil ömrümün. Pusu..
Sorgular, terkedilmişliği, kimsesizliği, desteksizliği, hasreti, çağrıştırır… Kendini sevme özelliğini ön plana çıkaran bir iç dünya heveslisi, hastalıklı yalnızlığın, kimsesizliğin acısınd..
Boşluktaki yanım, umutsuzluğumu besleyen çakıl taşlarım, vazgeçtiğim bin parçam, çoktan terkedip giden sarhoşluğum; elimde kalanlara ne fayda... Daha az, unutur gibidir elimde kalanlar.. Az..
Bazen elinde olmadan, bil hayli uzak görünmezlerdeki son durağı düşünür, etkileşimler kurar, hatta seçmeye çalışır kadın. Bazen de elinde olarak yapar bunu. . . Tüm yozluklarda, nefessiz kalışları..
Alıp başımı gitmek istedim, her fırsata bir umut verdiğim için. Düşleri yazmam bundan. Karaladığı..