“Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı, suya yazı yazar gibi” diyor yazar… Ama okunduğunda unutulmayan ve hatta farkındalık kazandıran bir ROMAN!Tarızının, duruşunun, kaleminin..
Son günlerde oradan oraya savururken hayat beni, kitap okumak için verdiğim mücadele taktire değer. Ders aralarında, tenefüs molalarında, ödev yaparken dinlenme kaçamaklarında sığınıyorum kitaplarımın..
"17. yüzyıl Osmanlı Sarayı… Bir idam mahkûmu olarak yıllarca ölümü bekleyen şehzâde, birdenbire mutlak iktidarın sahibi olur. Öyle bir iktidardır ki bu, ülkesinde yaşayan milyonlarca insanın canı onun..
”Tanrının sonunda bana acıdığını ve yardım etmeye karar verdiğini düşünmem için sebeplerim var. Kocam elini bile sürmüyor bana. Yanıma yaklaşmıyor, yüzüme bakmıyor. Ayrı odalarda yatıyor, karşı karşıy..
Adı: KABUK ADAMKABUK(tan) (bir) ADAM değildir aslında Kabuk Adam, koyu renk deriden olduğu kadar etten kemikten ibaret olan. Koyu renkli kabuğunun altında gizlerini, gizli güçlerini taşıyan…..
Bu gün yine o inanılmaz keyfi yaşadım uzun uzun… Mutluluk merdivenlerinde zirveyi zorladım.Yine içim açıldı, gönlüm ferahladı resmen, kitapçının raflarını gezerken…Kimilerinin anlayamayacağı..
" Biz, aynı toprağın çocukları " diyor Ayşe Kulin BİR GÜN adlı eserinde...Örgütte ilahlaşmış Kürt bir kadın ile, T.C Kaymakamının Gazeteci kızının buluşmasını kaleme almış Sn.Kulin.T..
Biricik Sudelina'sının annesi, kitaplar ülkesinin sarışın prensesi, kocasının bir tanesi, İzmir/K..