Kuytudaki köyün gecesinde, sonbaharın ılık yağmuru usulca yağarken, bahçedeki tahta masanın başına otursam yine. Sedir ağaçlarının hikayesini, sakız ağaçlarının şifasını, Eren Dağı'nın sesini..
Bazı geceler, kitapların yaralarını sarıyorum sessizce... ..
Ve yenilgilerinden bir heybe ördü kendine. Onları taşımak için değil, onlara taşıtmak için yolculuğunun ihtiyaçlarını. Ve dedi ki; kurudukça yenilgilerin lifleri, daha da hafifleyec..
Bahçeyi boş araziden ayıran eski taş duvarın hemen ardında yaklaşık yüz yıllık olduğu söylenen kocaman bir dut ağacı vardır.Bir kaç kez tırmanmayı düşündüysem de büyük ve herhangi bir çıkıntısı olm..
Başlangıçta sadece su ve onun üzerinde salınıp duran sis mevcuttu. Baba Apsu ortaya çıktı ve tat..