Ömrüm ele avuca sığmayan şeydi, kayıp gidiyordu avuçlarımın arasında… Bazen neresinden tutacağımı bilemediğim, elimi yakan ateşti... Benimle birlikte biçim ve ruh değiştiren... Ne dersem, nasıl bak..
Şimdi oturmuş bir ömrün toplamını hesaplamaya çalışıyorum… Anlamadınız demi… Anlamanızı beklemiyorum ki... Hayat göründüğü gibi midir, neler saklar bağrında… Ya hayatın süzgecinde geçip gelen bir ömr..
…Kayıp bir atlastaYolcusuyum uzak yollarınTarihimdir ayrılıklar ve yalnızlıklar… Yaşanan küçük yolcukların büyük serüveniydi ömrüm… Yolculuklarım hayatın ta içine yapılan yolculuklar t..
Yak sevdanın çırasını türkülerle barajını yıkan bir ırmak gibi katıl hayata Hüznün isyana dönsün artık bitsin bezginliğin ölümcül suskunluğu evde kalmış bir cinsellik değildir çünkü dü..
“bir şiir caddelerle ve lağımlarla azizelerle, kahramanlarla, dilencilerle, delilerle dolu bir şehir gibidir (…) şiir savaştaki bir şehirdir bir şiir, saati ‘niye’ diye sorgula..
Bahar geldi niye geldi, zamansız, amansız Şimdi acıyla ördüğüm bütün duvarları Yıkıp sokağa çıkmalıyım Bahar aşka çağırıyor Bilmesem de düz yolda yürümenin anlamını ..
Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece …..Ahmet Telli………. Yokluğun tarifsiz kederlere boğar beni..
… Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık... Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var ya..
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri..
Yaşarken de söyledim kimse bilmeyebilir bunu, Fatiha suresi kadar eski, günlerin çarmıhında isa kadar yaslıyım ve tanrılar kadar çok yaşadım kimse bilmeyebilir... ……..Yılmaz Oda..
Aklımda sevdiğim şairlerden mısralarla yürüyorum. Yürümeyi unutmuş ve yeniden öğrenen bir çocuk gibi..