bu kentin sahte mutluluklarından sakındım yalanlarından nankörlerinden kimin eli kimin cebinde aşklarından güz dökümü sokaklarda ruhlarla gezdim
bu kentin kirli sularına bıraktım solgun baharları papatya leşlerini pahalı lokantaların mum ışıklarını mayıs yaralarından damıtıp kırmızıyı adını aşka y..
bilirim; her ölüm erken gelir kefensiz cesetlerde ellerim hiç tanımadığın bir kadın rahmindeeserin; iki göbekte iki çukur ey insan; emsalsiz yaratılanölüm benim işim aldığı..
o ahşap evlerin kokusunu solduğum çocukluğum’ abu şehrin gülen insanlarını özledi parklarçocuk cıvıltılarınıkuş yuvalarını bakkal önünde gazoz kasalarına kuru..
belli ki yorgun güneş sere serpe bulutlar önünde yaşlı ağaçların duvar olduğu bir yol uzuyor önümde yapraklar dilsiz, rüzgar çaresiz ağaçlar yaralı kar..
Fransız sokağında ahşap bir çatı üstümdealtımda eskitilmiş bir masatüm arzuları dudaklarındasaklamak istedikleri utangaçlarıkahkaha maskelerinin ardınd..
öylece dururum dokunmazsanki sen bana dokun dört duvarı ardına bırakben katarım güneşi önüne her akşam doğurduğun dokuzlara iyi bakarımailen kalabalık aklın ..
hayatı tüketirken, ölüme birikirsinizçocuk peydahlar bulutlardan kaldırım gülleriböyle çoğalır insanlığınız !bu kentin kaybolmuş sokaklarındakimsesiz mezar taşları sess..
seni; bir avuç su gibi çarptım yüzüme gözlerinde ormanlar büyüttüm aşkı çizip katladığım kağıt bir gemi bı..
Gece hilalini çatmış soğuk caddelere... yalnız ruhların kadehleri devrilmiş sokaklara…sokaklar ıslak. Adımlar düştükçe yollara, korkudan tek tek saklanıyor yıldızlar ve haykırdıkça haykı..
Nisan -1970 İstanbul doğumlu. Genç Kuşak Aktüel dergisi genel yayın koordinatörü. Haftalık yayımı..