Zaman cam bir saat gibi düşmüşte duvardan, duvara kanı mı sıçramış ne...! Kendimi sığdıramadım bir türlü, yuvarlak olduğuna bile inanmadığım şu soytarı dünyanın bir köşeciğine...! Benim bir tek yür..
Ata benzeyen bulutlarım oldu benim hep... Uçan halıya bindim belki de farkında olmadan... İspatlanamayan suçlarımın şahidiydi kalbim... Güldüm, ağladım, sustum, yazdım, durdum, koştum, uçtum...! Bi..
Ucu ateşe verilmiş gecelerden kalma bu kül, bilmiyorum ne katıyor gündüze... Bilmiyorum bu sokakları dolduran yüzlerin, böylesi çağlayarak aktığı yolun adı ne.. Hangi sokak lambasının altı..
"..........Gün güne, saat saate, hatta dakika dakikaya uymuyordu içimde... Öyle bir sarkaçın ucunda sallanıyordum ki, türüm insan olmasına rağmen, insanlara karşı ördüğüm duvarlar vardı nazikçe... ..
Oyun içinde oyun olunca yaşamak, Oyuna çalım atmak geliyor içimden... Affedin yalan söyleyemedim, Sevgim yüceydi ya benden, Gizleyemedim... Oyunun perde arkasında,..
Bir damlanın, yaprak üzerinde duruşu... Beyaz bir buluta bakıp, 'heyy naber dostum' demek... Yere çömelip, bir çocukla aynı boyda durmak; dinlemek onun peltek dilinden dökülenleri..
Kimsenin kimseye sarılmaya vakti yok... Bir kalabalık ordunun, Tek silahşörü olma derdinde herkes... Yanından kayıtsızca geçip gidiyoruz, Üzerine hüzün bulaşmış her ne varsa..
Çekmecelere sıkıştırıyorum sanki her yaşanmışlığımı, Birgün kapıyı açıp girdiğinde birileri, Bulamayacaklar onların ortasında kaybolan beni... İçim diyo..
göreceler içindebir kayıp kentharabe mibelki...sol yanıma dokundumacıkmış bir martı yavrusuçığlık atımıyla içimde kavruldu.korktum öncetünel ne renktibilmeden
dudaklarımsusmakla konuşmak arasındakırmızıbekliyorkararsızlık zinciri dişlerimde...bir ırmak değilim bengölyağmurdeğilim...denizimmaviliğimde çok şey var