"Sen bana bakma! Ben senin baktığın yerde olurum" dedi. Yatağıma uzanmış kendime sarılmış biraz incinmiştim. Merdivenlerim yalnızlığa terk edilmiş, koltuklarım ıssız ve kolidorlarım sesizdi. Ben sade..
Evet... O herkesin bildik takıldğı zamana bırakyorum... Zaman saçmalığı bana hoş geldin de, takıldım ipliğine... Savur külümü... Evet al beni koynuna basitlikçe, ben geldim... Sarı..
Yürüdüğüm yollar yorgun... Ve kaldırımlar durgun... Varılacak en emin yerdir kalbin köşesinde sonsuzluk iksirini içiren deli gönlüm... Ben ki; bir yolcuyum şu garip çöllerde, sırrına em..
Sızın yâr bana. Senin tessellini yitirdiğimden beri, elimden ayrılıklar tutuyor; el ele dolaşıyoruz terk edilmiş sahilleri. Acıların canı yanıyor adını anınca, susayım diye yalvarıyorlar. Yaralar se..
Düş ötesidir benim özlemim, çölde bulabildiğim bir yudum su misalisin her an, birgün sende bitersin diye kelepçelenen ruhum sanadır hep ziyan... Bir melodi yükseliyor tıpkı seninle andığımız o mazil..
Ben Sana fazla mıyım... Hayata fazla mı geliyorum... Ben mi tek göze batıyorum onca şeyler varken ben mi eksiğim sana yoksa... Bu kadar mı değersizim yoksa değeri fazla mı veriyorum... Hiç mi sözün yo..
Şehrin göbeğinde gizlenen, uçsuz bucaksız gönülden geçen, bir sevda tiryakisinin eşiğine baş koymuş gibiydi. Aydınlık bir günde güneş açmış, ayazlar dört bir yana savrulmuş bir başına yalın ayak ka..
Senelerin içinde beslenen hayallerinle sürüklenirken derince kazınan bir yürek sancısındayım. Günlerin içinde süzülen kar, kış, soğuk zamanlara aşina olmuş divane aşık gibi zamana tutunmuş bir ferya..
Sana geliyorum sadece yıllardır içinde sakladığım ve haykırmak için biriktirdiğim sevda sözlerimle geliyorum yada konuşmadan tek bir söz söylemeden suskunluğumla geliyorum. Utangaçlığımla, güçsüzlüğü..
Fırtınalı, yağmurlu, soğuk bir kış günü idi. Günlerden cuma sabahı saat sekiz buçukta dünyaya gözlerini açan bir kız evladıydı. Güçsüz bedeniyle dünyaya gelen bir minik kuştu, bir melekti sanki. Öl..