Bazen dayanamıyorum, masaları devirip ayağa kalkıp, yüzlerine bir tokat atar gibi; “Yalan söylüyorsunuz ulan” diye bağırmak istiyorum. “Cennetmiş! Kimin cenneti bu…” Savaş..
Dizlerinin üzerine çökmüş az önce mastarı çektiği betona harç şerbetini döküp fayansları diziyor. Fayans aralıkları eşit, ara çizgisi ip gibi düz… Alışık, becerikli ellerin hüneridir ustal..
Üç genç, birinin elinde fotoğraf makinesi, diğer ikisi poz veriyor. Arkalarında deniz, arkalarında mavi, yeşil körfezin serin suları… Fotoğraf makinesi elinde olan, en güzel pozu yakalam..
Son günlerde; “Bize ne oldu böyle” diyerek çok şaşırmış gibi yapanlara şaşırıyorum. Gözlerin şaşkınlık ifadesini ararken anlamsız bakması, dudakların gereğinden fazla yayılarak o hayret ve ş..
Ortadoğu ilginç gelişmelere gebe gibi gözüküyor. Tunus, Mısır derken sıra şimdi Ürdün’de; ardından Yemen geldi gelecek… Yüzeysel bakınca halk diktatörlüklerden bıkmış usanmış demokrasi için ayaklanıy..
Halkın dili, söylemi, onun duygularını, düşüncelerini yansıtıyor. Davranışlarını belirliyor. Halkın dili, bazen açık ve yalın, bazen örtülü ve imgeseldir. Ama her biçim altında bu dil, halkın..
Denize karşı oturmuş kahvemi yudumluyorum. Gelen geçende gözüm. Koşan bir çocuk dinlemiyor annesinin “dur” demelerini… Kalabalığa karışıyor, yolunu kesiyor gelip gidenin. Koşup yakalamaktan başka ..
Masanın üzerinde üst üste duran kitaplar; kimi okunmuş, kimi okunmayı bekliyor. Sarı not kâğıtları ve dosyalar. Üst üste konmuş dosyalarda karalamalar, yarım kalmış öyküler, şiirler, denemeler…
AKP’nin siyasal hedefleri ve ekonomik açılımlarla “kendine Müslüman, kendine demokrat” anlayışı, onun temsil ettiği kesimlerin, sınıf ve katmanların dünya görüşü ve hayatı algılayışı ile bir parale..
Arkama yaslanıp haberleri izliyorum. Ekranda “Son Dakika” yazısı, yanıp sönerek göz alıyor. Dikkatimi oraya çekiyor.Yine ne oldu diye meraklanıyorum...Rahatım bozulacak diye kızıyorum..