Güneşli bir günün öğle üzeri köy evinin asmalı balkonunda gördüm onu otuz yıl sonra. Tekerlekli sandalyesine oturmuş karşı ki dağlara bakıyordu. Kenarları el işlemesi oyalarla örülmüş sarısı bol çi..
Güzüne kış düşmüş bu vakit ömrün Gitmiş sonbahar Yağmurlardan umudunu kes gönül Önümüz kar Ardımız boran Şimdi, yeşertemez dalları sular… “Kelimele..
Cemre düştü, çiçek açtı yaz geldi Döndü kırlangıçlar öttü kukular Başaklar sarardı gene güz geldi Haram oldu bana tatlı uykular Mevsimler değişti gelmedi o kız Denizde mar..
Biriktirdiğini tüketir zamanla yürek Tozlu misketlerin maviliğinde kalmış Sokak arası Eskimiş aynalar bırakıyorum sana da çocuk! Sonra gidip eskimiş konakların içinden Sev..
Ben ona gönül gözü ile bakardım O kocaman gözlükleri ile… Ben onu uzak diyarlardan görürdüm O burnunun dibinden bile görmezdi… Onu yüreğimin ta içinden ölesi severdi..