Günlük bu tarihlerde kısa kısa yazılmıştı. Daha sonra yaklaşık iki aylık sürede ise saçma sapan ifadeler vardı. Bu zırvaları da okudu ama zaman kaybettiği için canı sıkıldı. Bir ara günlüğü okumakt..
Günlükteki son cümleye canı sıkıldı, zaten oldum olası sansürden nefret ederdi. Yaşanmış bir olay varsa onun anlatılması neden sakıncalıydı? Bu aralar sık sık öfkeye kapılıyordu, en çok d..
Günlüğü aldığı mezarlığın bulunduğu kasabadan geçerken sallana sallana gezinen bir köpek gördü. Bu onun arkadaşım dediği köpekti. Köpek de Suziki'yi görmüş ve tanımıştı, başını kaldırıp havladı, sa..
Günlüğü okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı, hava biraz daha kararmış, gökyüzünde yıldızlar az da olsa parlamaya başlamıştı. Günlüğü yanındaki koltuğun üzerine koyup, etrafı seyretmeye başl..
Çok dik olmayan bir rampa aracın hızını azaltınca, yirmi üç yıldır onu oraya buraya taşıyan Suziki Vitara'sının gazına yüklendi; ilk aldığı zamanki gibi ileri atılacak sandıysa da beklediği olmadı...
Birinci surat: Bir ceylanın boğazına dişlerini geçirmiş bir aslan gibi. -O'nu öldürdüm. -O dediğin kim? Kimi öldürdün? -Sevgilim. Sevgilimi öldürdüm. -Saçmalama Murat, sen onu öldür..
Burada nokta koyulmasını istiyorsun. Neden? Çünkü yaşamının devamını diğer insanların öğrenmesini engellemek düşüncesindesin. Senin hayatın bir roman olacakken bir hikaye bile olamadan sonlandırılm..
Sabahleyin gökyüzündeki beyaz bulutlar, yerlerini önce çağla bademi rengindeki bulutlara bıraktı. Aradan fazla bir zaman geçmeden bunlar gitti yerlerine kara, yüklü, boğucu bulutlar geldi. Ortalık ..
-Alo, buyrun efendim ben Hüdaverdi. -Kolay gelsin, hayırlı işler Hüdaverdi. -Teşekkür ederim hanfendi ama sizi tanıyamadım. -Bu ne kibarlık böyle kadınlara karşı Hüdaverdi? Demek ki yir..
Önceki bölümün devamı... Özgüvenini yitirmemeliydi. Kendine olan saygısını kaybederse yaşamanın da bir anlamı kalmazdı. Çaresizliğe boyun eğmeyecekti, başka yollar denemeliydi. ..