Dobromirka'dan gelen göçmenler yerleştikten yüz otuz sekiz sene sonra Kızılpınar... Otoban yoluyla İstanbul'dan gelirken Çerkezköy sapağından dönünce, uzaktan Tepe mevkiindeki çok katlı b..
Anneannem, eşyalarını hazırlamış bekliyor, Osman dedem annemle konuşuyor. Pencereden bir faytonun yanaştığı görülüyor. Kapı tokmağının sesi duyuluyor. Babam, dedemleri terminale götürmek için fayto..
Çok sayıda tarlanın yanından geçtikten sonra yan yana iki tane üzüm bağı gördüm. Bunlardan ikincisi Osman dedeme aitmiş. Bağın içinde üzeri saptan küçük bir kulube ve yazın sıcak gecelerde kullanma..
Ninem beni uyandırdığında ortalık aydınlıktı, ama galiba güneş henüz doğmamıştı. Annem ve kardeşlerim uyuyorlardı. Gürültü etmeden giyinip odadan aşevine geçtik. Bir bardak sıcak süt içtim. Ninem, ..
Bahçedeki fırının ağzından; özgürlüğe kavuşmak isteyen kocaman alevler, birbiriyle yarışarak dışarı çıkıyor, ninem aşevinden üzerinde ekmek şekline sokulmuş hamurların olduğu sofrayı, fırının..
Çerkezköy tarafından “trik trak, tak tak, trik trak tak tak” diye gelen tren raylarından çıkan sesi duyuyorum. Tren Kızılpınar'dan geçerken ses şiddetleniyor, Çorlu tarafına doğru gittikçe de hafi..
Dedemler yarın gidecekler, bugünden otobüs biletleri alındı. Öbür gün de benim okulum başlayacak. Annem önce sobaya iki tane odun attı; sonra soba üzerinde kaynamakta olan çorbayı ağaç kaşık..
İki boş su bakırını, komislanın ucuna takıp omzuna alan ninem, köy çeşmesine giderken ben de peşine takıldım. Günlerden Cumartesi'ydi. Çeşmeye giden yol, diğer günlere nazaran daha kalabalıktı. Hem..
Ninem elinde bir bakraç sayaya doğru gidiyordu, bana: -Süt sa(ğ)ma gidiyem, sen de gelecen mi? Dedi, ben “evet” anlamında başımı sallayınca, peşinden gelmemi işaret etti. Gittim. Saya..
Dedem, iki gün sonra Kızılpınar'a gideceklerini söyledi. Üzüldüm. -Sağ kalırsak gene geliriz. Üzülme. Zaten sizin karne tatili de üç gün sonra bitecek. Siz yokken burada benim canım..