elâ gözlerin dalgır dalgır meneviş hâre dir gözler siyah gözlerin gece karanlığında nâre dir gözler yeşil gözlerin konar dala yaprağa pâre dir gözler ..
ya tutmasaydım elini ya ısıtmasaydın elimi al ellerimi tut tut avuçlarında tut kalbiyin sıcağında ısıt ellerimi ısıt ki ben de bileyim dü..
Gökkuşağından alma rengin vardı sararıp solmuşsun güllere mi verdin dağ yoncası saçların vardı tel tel yolmuşsun bellere mi verdim aşka..
Çiçeği balına doymuş yaprağı dalına koymuş doğası halına uymuş barış içinde söğüt selviye karşı delip çıkacak arşı rüzgârın söylediği marşı barış içinde ..
.../ susturmuşlar da sûkut altındır diye MİM /lenmiş millet .../ su küçüğün müş sofra da büyüğün YENİL /miş millet ..
Geçmiş /zaman taşıdı aşkı di-li geçmiş zamandan hamal mı yürek Şimdiki /zaman coşuyor kanı sevdanın tam zamanı söbelen/meden ! Gelecek /zaman mayala..
Boğaziçi’nde kim dinler İstanbul’u Veli’nin oğlu şişede balık bakıyor alık alık Orhan Veli’ye vakt-i kerâhat kim görür İstanbul'u ..
Şubat'ın ilk haftası birinci cemre havaya düştü gök başını eğdi cemre buluta değdi bulutlar şişti kar yağmur dolu olup hepisi yere düştü her taraf ..
sen masada tabak ben elde tasım sen kolda kemik ben bacakta kas/ım sen insana dost ben düşmana hasım sen şen şakrak ben ağulu yasım
Para babası / şişmiş ha şişmiş ense kulak kallâvi para kesesi Dert babası / her derde devâ AKUT 'da bir gönüllü Marko Paşamız İskele babası / atılmı..
Milliyet Blog